MİLLÎ KÜTÜPHANE MİLLÎ HAFIZAMIZDIR
AKP iktidarının yeni bir
marifetiyle karşılaşıyoruz. Millî Kütüphane'nin Cumhurbaşkanlığı Sarayına
nakledileceği, İstanbul'daki saraylarda bulunan pek çok kıymetli kitabın ve
eserin ve diğer kütüphanelerdeki şaheser niteliğindeki belge, resim ve kitabın
aynı şekilde Ankara'ya nakledileceği haberi ile başıma sanki bir tuğla düştü.
Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ)'ni
bitirme yolunda atılan inatçı adımlara bir yenisi ekleniyor ve bu projeyi Millî
Kütüphaneyi adeta içerisinde yutarcasına devasa bir büyüklükte inşa ederek
okuma ve konferans salonları, arşiv bölümleri, dinlenme salonları, çay
bahçeleriyle Atatürk Orman Çiftliği'nin bir büyük bölümü daha yok edilmeye
hazır hale getirilmek isteniyor.
Millî Kütüphane daha önce Çankaya
Kaymakamlığı binasının sol tarafında Saraçoğlu Mahallesi'ndeydi. Bizim gibi
Ankara'da evi olmayan üniversiteliler burada ders çalışır ve bu muhteşem
sükûnet, ilim atmosferinden nasip alırdı. Adnan Ötüken Genel Müdür'dü.
Kendisinden önceki Millî Kütüphane ile ilgili düşünceleri olgunlaştırmış,
projeler haline getirmiş kendisinden sonra Genel Müdür olacak
Müjgan Cumbul'a adeta millî bir miras gibi bırakmıştı. Bu güzel
insanın pırıl pırıl ruhuna, muhteşem zekasına rağmen biyolojik rahatsızlıklarla
özürlü bir bedeni vardı. Binada asansör olmadığı için Müjgan Hanım'ın o
merdivenleri bin zorlukla aşarak Müsteşarlık katına çıkışını hâlâ hatırlarım.
Millî Kütüphane O'nun yılmayan gayretleriyle bugünkü binasına kavuştu. Bu
binada kitapların korunması için teknolojinin bütün imkânları kullanılmıştır.
Nükleer bir saldırıya dayanacak güçte özel odalar vardır. Rutubet ayarlamasına
sahip nadide eserleri koruyacak özel bölmeler mevcuttur. Buradaki kitapları gün
ışığına çıkardığınız zaman pul pul dökülür yok olurlar.
Dünyadaki bütün tarihi şehirlerin
nirengi noktaları vardır. Mesela Paris'te Millî Kütüphane, adını taşıdığı
papazın kurduğu papaz okulundan zamanla gelişerek üniversite olan Sorbonne,
Fransız Senato Binası, Fransa'nın Paris'teki millî sarayları bu değişmez
nirengi noktalarından bazılarıdır. Aynı durum Londra için geçerlidir. Komünist
rejim Moskova'ya gelmiş ama bir kaç isim değişikliği dışında şehrin tarihi
kimliğine dokunmamıştır. Aynı durumu Roma'da bütün ihtişamıyla görürsünüz.
***
1980
Darbesi'nden sonra Formozo'ya "Esir Milletler Konferansı"na davet
edildim. Formoza Devleti kendisini Mao'nun yıktığı Çin Devleti'nin asıl sahibi
kabul eder ve bir gün bu ada devletinin bütün Çin'i işgal edeceğine inanır.
Kıymet hükümleri, planlar, programlar, stratejiler buna göre hazırlanmıştır.
Konferansımdan sonra Formoza'yı gezdirdiler. Millî Kütüphane'nin kapısının
üzerinde şu söz yer alıyordu; "Millî Kütüphane Bizim Millî
Hafızamızdır." General Çan Kay Şek, Mao kuvvetleri karşısında mağlup
olacağını anlayınca Pekin'deki Millî Kütüphaneyi derhal askeri nakliye
uçaklarına yükler ve Formoza'ya yerleştirir. Milliyetçi Çin'in lideri Çan Kay
Şek, iç savaşın en şiddetli anında kendisini, yakınlarını, askerlerini
kurtarmayı düşünmüyor, Millî Kütüphaneyi düşünüyor.
Millî
Kütüphanemizin şu an içerisinde bulunduğu bina yaklaşık 50 yıldır hizmet
veriyor. Bütün birimleriyle mükemmel işliyor. Bulunduğu konum itibariyle
üniversite mensubu gençler rahatça ulaşabiliyor. Araştırmacılar için her türlü
bilgi ve belgeye erişme imkânını sağlıyor. Sadece depoları dolmuş durumda.
Bunun da çaresi en yakındaki yeni yapılmış bakanlık binası ile yer altından
irtibatlandırılması ve depo hizmetlerinin bu binaya nakledilmesidir. Böylece
yer sorunu kolaylıkla aşılmış olur.
CHP
Ankara Milletvekili Ali Haydar Hakverdi bu çok önemli konuyu TBMM'de gündeme
getirdi. Millî Eğitim Bakanı'ndan, "Millî Kütüphane'nin kapatılarak yerine
AVM yapılacağı iddialarını" da sordu. Millî Kütüphane halka açık bir kütüphanedir.
Kapatıldığında ve kitaplar Cumhurbaşkanlığına taşındığında halk
Cumhurbaşkanlığındaki kütüphaneyi ziyaret edebilecek midir? Bugün güvenlik
gerekçesiyle Beştepe'ye giden yollar bile zaman zaman kapatılmaktadır.
Dileğimiz basında yer alan bu haberlerin gerçeğinin bir an önce kamuoyuna
açıklanmasıdır. Millî Kütüphane sadece kitap biriktiren Türk Milleti ve Devleti
ile ilgili bütün eserlerin takip edilip toplandığı bir yer değildir. Aynı
zamanda arşiv zenginliğiyle de araştırmacılara açık, onlara hizmet veren bir
kurumdur.
Millî kültür değerleriyle oynayabileceğini zannedenler, onların zamana kafa
tutan bir kimlikle kendilerini inkâr edenleri ezip geçtiğini görürler. İşte
İnka Medeniyeti, Mısır Medeniyeti, Rusların 70 yıllık gayretlerine rağmen yok
edemedikleri Türk dili ve medeniyeti...
***
ÇOK ÖNEMLİ BİR
YORUM VE KATKI:
Milli Kütüphanenin başına örülen
taşınma tuzağına dikkat!
Mahiye MORGÜL
Agah
Oktay Güner bu konuya dikkat çekiyor. Basında haber konusu bile yapılmadığını
fark ettim.
Devlet okullarındaki bütün kütüphanelerin başına geleni
biliyorsanız bu işin altında YOK ETME tuzağı olmasından siz de endişe
edersiniz.
Yüzlerce yıllık bütün kültür birikimimiz çeşitli
bahanelerle buharlaştırılıyor. Başta bilim eğitimi veren ders kitaplarının içi
boşaltılarak buharlaştı, müfredatlar kuşa döndü. Şimdi sıra, mevcut
müfredatlara kaynak oluşturmayan arşivlerin ortadan kaldırılmasındadır.
Okullar ve tüm kütüphaneler buna göre yeniden dizayn
ediliyor. Küresel savaşın azmanları bu işin içindedir.
Elinizdeki tüm kitapları dijital ortama geçirerek korumaya
alın. Ben kendi yazdığım müzik ve drama kitaplarımı tarattım kaydettim,
1970'lerin en sağlam tüm sınıfların ders kitaplarını da tarattım siteme koydum.
Sonsuza kadar orada kalamaz, lütfen siz de bir flaş belleğe kaydedip saklamaya
bakın.
Bu savaş yüzlerce yıl sürecek, torunlarınız için para mal
mülk değil beynin besini olan bilimsel kaynaklarını sağlam bırakalım.
Sevgiyle ışıkla kalın.
Mayana / 09 Haziran 2016-Perşembe
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder