EY BEYİNSİZ AK KOYUNLAR BUNA VERECEK CEVABINIZ VAR MI?..
"Elde ettiğimiz bu yara örtüsü hem antibakteriyel
biyobozulur, yani ciltte insan dokusunda çözülebilir, aynı zamanda
iyileştirmeyi yüzde 30 hızlandırıp kanamayı durduran bir yara örtüsü. Bunu,
açık yaralarda özellikle ve şeker hastalarının kapanmayan yaralarında, yatalak
insanların uzun süre yatmadan kaynaklanan yaraları ve yanık yaralarında
kullanabiliriz. Açık yaralar mikrop kapabiliyor ve iyileşmeleri daha da uzun
sürebiliyor. İşte anti bakteriyel olması, hava geçirgenliği, hepsinin testini
yaptık. Hava geçirgenliğinin testi kabul edilebilir değerdi ve siz yaranız
iyileşirken tekrar yara örtüsünü kaldırıp yarayı tahriş etmiyorsunuz. Yengeç ve
karides kabuklarında bulunan kitin maddesini kitosana çevirdik. Kitosan vücutta
çözünüyor ve polilaktik asit nişastalar elde ettik. Bu da vücudumuzda çözüldüğü
için, yarayı tekrar tahriş etmeden çözünürken yaranız iyileşmiş oluyor."
TÜBİTAK ELEDİ
Bu projeyle bu yıl TÜBİTAK'ın liselerarası proje
yarışmasının ilk aşaması bölge seçmelerine başvurduklarını da belirten Gülay
Demirce, "Ama birinci aşamada bir yazı geldi ve bölgeye çağrılmadığımız,
'elendiniz' yazıyordu. Herhangi bir açıklama yok, niye elendiğimizi bilmiyoruz.
Ama tabi ki üzüldük, sonuçta çok büyük emek harcadık. Belki gözden kaçmıştır,
piyasada çok fazla yara örtüsü var. Bunlardan biri zannedilmiş olabilir.
Halbuki biz farklı bir şey denemiştik. Biz ülkemizi gururla temsil ettik ve
oradan altın madalyayla döndük. Amacımız zaten projenin duyurulmasıydı, TÜBİTAK
yoluyla ya da başka bir yolla olur bu fark etmiyor. Bunu başardık ve şu an
gelişme aşamasında. Almanya'dan bir firma irtibata geçmiş ve Türkiye
temsilcisiyle de görüştük. En kısa zamanda Almanya'da sunum şeklinde devam
edecek ve onu araştırıp geliştirmek istiyorlar, Ar-Ge çalışması yapmak
istiyorlar" dedi.
ABD ASKERLERİ IRAK'TA KULLANIYORMUŞ
Bu proje için çok uğraştıklarını, saat 07.00'den 24.00'e
kadar laboratuarda çalıştıkları günler olduğunu belirten İrfan Efe Boztepe,
proje fikrini şöyle anlattı: "5'inci sınıftayken büyük bir kaza geçirdim. Burnumda
ve çenemde doku kaybı oldu. Sonucunda plastik cerrahi ve yapay deri gibi
konulara ilgim oluşmuştu. Ondan sonra internette araştırmalar yapıyordum ve
Gülay hocama başvurdum. O da beni Mehmet Can'la buluşturdu. En sonunda böyle
bir şey ortaya çıktı."
9'uncu sınıftayken Biyoloji dersinde karbonhidratlarda
kitini gördüğünü belirten Mehmet Can Dursun, “İlgimi çekti ve daha sonra
araştırdım kitinden ne yapabiliriz diye. Hamam böceklerinin radyasyonu
önlediğini duymuştum. Araştırdım ve Amerikan askerlerinin Irak savaşında
kitosan tozunu kullandığını öğrendim. Sonra Gülay öğretmenime başvurdum ve beni
İrfan'la tanıştırdı ve birlikte bir proje yapmış olduk. Yazın fikir olarak
geliştirdik ve eylül-ekimde çalışmalarına başladık projenin. Uzun sürdü,
gerçekten çok emek verdik ve başardık" dedi.
RADYASYONDAN KORUYAN PROJE DÜNYA ÜÇÜNCÜSÜ
Aynı okuldan 11'inci sınıf öğrencileri Ata Özlük ve Baran
Başkan'ın yine Gülay Demirce'nin danışmanlığında hazırladığı 'Nano Manyetik
Katkılı Nano Lif ile Elektromanyetik Dalgaları Kalkanlama Lifi' projesi de aynı
yarışmada dünya üçüncüsü seçilerek bronz madalya kazandı. Projede nano manyetik
denilen bileşik oksiti kendilerinin ürettiğini ve daha sonra life
yerleştirdiklerini belirten Gülay Demirce, "1 milimetreden ince bu lifler
şu anda çevremizdeki elektromanyetik dalgaları, cep telefonu, radyo, elektrik
kablolarından kaynaklanan dalgaları yüzde 85 oranında kalkanlıyor. TÜBİTAK'a
katıldık bölge birinci olmuştuk ve finallere katılmaya hak kazanmıştık. Ancak
finallerde elendik. Aynı projeyle ABD'ye de başvurduk ve üçüncülük ödülü
aldık" dedi.
Projenin, günümüzde insanların büyük bölümünün her gün maruz
kaldığı özellikle cep telefonlarından kaynaklı radyasyon etkisine karşı
kullanılabileceğini anlatan Gülay Demirce, "Cep telefonu tamamen
kaplamadan tek bir yüzeyini, örneğin konuştuğumuz bölümünü kaplarsak bize
manyetik dalga gelmeyecektir. Ya da bebek odasını düşünelim, çok fazla
elektromanyetik dalgaya maruz kalıyor. Duvar kağıtlarına yerleştirildiği
takdirde bebek odasına hiçbir şekilde elektromanyetik dalga gelmeyecektir. Ya
da evlerimizde tabana ve tavana yerleştirerek yine komşumuzdan ve dışarıdan
gelen elektromanyetik dalgaları engelleyebiliriz" dedi.
Proje sahibi öğrencilerden Ata Özlük, "Çevremizde çok
fazla elektromanyetik dalga var ve sağlığımızı kötü etkilediğini düşünüyordum.
Buna bir çözüm bulmak istedik. Bu yüzden Gülay hocamıza başvurduk ve bir fikir
üreterek çalışmalara başladık. Doğada bulunan manyetiti kullandık ama bunu nano
halde kullanmak için kendimiz geliştirdik" dedi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder