26 Temmuz 2017 Çarşamba

Kur'an-ı Kerim Türklerden Şöyle Bahseder!.. TurkishForum & Ömer SAĞLAM

KUR’AN-I KERİM TÜRKLERDEN ŞÖYLE BAHSEDER!
TURKISHFORUM & ÖMER SAĞLAM
Türk ve Türklük düşmanlarına sorarsanız Kur’an, Türkler hakkında hiç bir şey demiyor. Eğer bu Türk düşmanlarının dediklerini doğru kabul edersek karşımıza çıkan sonuç şu oluyor:
Kur’an, sadece İsrailoğulları ve Araplar için indirilen bir kitaptır, İslamiyet de İsrailoğulları ile Arapların ulusal dinidir! Diğer milletler ise İsrailoğullarının ve Arapların kölesi ve cariyesi hükmündedirler! Çünkü Kur’an’da en çok adı geçen kavim Beni İsrail, yani İsrailoğullarıdır. İsrailoğullarının 1/6’sı kadar da Arapların adı zikredilmektedir Kur’an’da… Ayetlerde geçen kavim isimlerine bakarsanız durum böyledir. Böyle bir yaklaşımın, muharref Tevrat’ın öngördüğü bir yaklaşım olduğu ortadadır. Ancak asıl gerçek elbette böyle değildir. Açıkça zikredilmese bile Kur’an’da pek çok kavme, bu arada Türklere de işaret eden ayetler bulunmaktadır ki; Türklere işaret eden ayetlerin başında Mâide suresinin 54. ayeti gelmektedir. Söz konusu ayetin meali şöyledir:
“Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse, (bilin ki) Allah onların yerine öyle bir topluluk getirir ki, Allah onları sever, onlar da Allah’ı severler. Onlar müminlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı güçlü ve onurludurlar. Allah yolunda cihat ederler. (Bu yolda) hiçbir kınayıcının kınamasından da korkmazlar. İşte bu, Allah’ın bir lütfudur. Onu dilediğine verir. Allah lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir.”(1)
Şimdi yukarıdaki mealinden hareketle, bu ayetin nasıl oluyor da Türklere işaret ettiğine bir bakalım: İlk başta ifade edelim ki; Türklerin uzun asırlar boyunca İslam’a yapmış oldukları hizmetlere, özellikle de “Haçlı Seferleri”ne karşı duruşlarına, mukaddes İslam beldelerine yapmış oldukları hizmetlere ve bilhassa uzun asırlar boyunca bu beldeleri korumalarına, İslam sancağını uzak diyarlara kadar taşımalarına bakarak, birçok İslam Bilgini, ayette geçen kavmin ancak Türkler olabileceğini kabul ve ikrar etmişlerdir. Bunlara göre; Araplardan sonra İslam’ın temsilciliği Türklere geçmiş ve Türkler bu görevi uzun yıllar hakkıyla yerine getirmişlerdir.
Dolayısıyla Mâide suresinin 54. ayeti, hiçbir kuşkuya yer vermeyecek biçimde Türkleri işaret etmektedir. Bu türlü düşünenlerin başında Kürt kökenli iki Türk âlimi gelmektedir ki; bunlardan birisi Vâni Mehmet Efendi, diğeri de Bediüzzaman Said-i Nursi’dir. Kendisi de Nur Cemaati mensubu olan Prof. Dr. Zekeriya Kitapçı bunları uzun uzun anlatır kitaplarında. Elmalılı M. Hamdi Yazır, Celal Yıldırım ve Ömer Nasuhi Bilmen gibi bazı Türk İslam âlimlerinin de aynı görüşte olduğu ifade edilmektedir. Pakistanlı ilim adamı Mevlâna Şeyh Muhammed “İslâm’ın Yayılış Tarihi” isimli eserinin III. cildinin 935 ve 936. sayfalarında konu ile ilgili görüşlerini açıklarken; “Türkler siyaset sahasında ortaya çıktıkları zaman İslâm âleminin vaziyeti hiç de memnuniyet verici değildi. …İşte ‘Hak Teala’nın kendi dinini korumak için, kuvvetli bir unsur ortaya çıkarmasına şiddetle ihtiyaç görünüyordu. İslâm’ın bu siyaseti ve idare zayıflığını bertaraf eylemek hususunda, Müslüman himmet sahipleri gerekliydi. Tam bu sırada Cenab-ı Hak Teala kudretini gösterdi, Selçukiler ortaya çıktılar…” der ve uzun uzun Türklerin İslâm’a yapmış olduğu fedakârane hizmetlerden bahseder.
İtiraf etmek gerekirse ben de yukarıdaki İslam bilginleri gibi düşünüyor ve Mâide suresinin 54. ayetinde bahsedilen kavmin Türkler olduğuna inanıyorum. Benim hareket noktam özellikle ayette geçen “Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse, (bilin ki) Allah onların yerine öyle bir topluluk getirir ki…” cümlesidir. Çünkü bu cümle direk olarak dinden dönenleri, yani irtidat edip (İslam’dan çıkıp) mürtet durumuna düşenleri (başka bir dine, çoğu kere de eski dinlerine dönenleri) muhatap almaktadır(2).
Aşağıda iki numaralı dipnotta ilahiyatçı Prof. Dr. Bekir Topaloğlu tarafından verilen bilgilerden de anlaşılacağı üzere, irtidat olayları, Hz. Peygamber’in vefatıyla birlikte başlamış ve kısa sürede kuvvet kullanılarak sona erdirilmiştir. İlk halife Hz. Ebu Bekir, daha çok bu tür olayları bastırmak için uğraşmıştır.
İşte bu durumda Mâide suresinin 54. ayetinin ne zaman nazil olduğu büyük önem kazanmaktadır. Yukarıda dedik ki; bahse konu ayet direk olarak mürtetleri muhatap almaktadır.
Bu olaylar, 620’li yılların sonu ile 630’lu yılların hemen başında meydana geldiğine göre ayetin iniş tarihi büyük önem kazanmaktadır.
Muhammed Hamdi Yazır; “Mâide suresinin, Medine döneminin sonlarında, Hudeybiye Anlaşması’nın imzalandığı yılı (628) takip eden yıldan itibaren indirilmeye başlandığını, bir kısmının Mekke’nin fethi senesi (630) bir kısmının da Veda Haccı sırasında (632) indirildiğini” söylemektedir. Ayrıca M.Hamdi Yazır, “Mâide suresinin tamamı Veda Haccı için yapılan yolculuk sırasında indirilmiştir diyenlerin de bulunduğunu” zikretmektedir(3).
Demek oluyor ki; Mâide suresi, 628-632 yılları arasında, yani irtidat olaylarının görülmeye başladığı dönemde nazil olmuş, bununla mücadele edilmeye başlandığı yılların hemen arifesinde inme işlemi tamamlanmıştır. O hâlde şimdi ikinci bir tarihi daha bilmemize ihtiyaç vardır. O tarih Türklerin İslamiyet’le tanışma, yani İslam’ı kabul ediş tarihidir. İslam tarihçileri Hz. Peygamber döneminden beri, sayıları az da olsa Medine ve diğer İslam topraklarında Müslüman Türkler bulunduğunu haber vermektedir. Ancak Türklerin İslamiyet’le kitle hâlinde tanışmaları 642 yılında Arap İslam Devleti ile Fars kökenli Sasani Devleti arasında yapılan Nihavent Savaşı ile başlar. Zira o tarihlerde Türklerin meskûn bulunduğu Türkistan topraklarının büyük bölümünün yönetimini elinde bulunduran Sasani ordusunda çok sayıda Türk kökenli asker bulunuyordu. İşte 642 yılında cereyan eden Nihavent Savaşı ile hem Türkler İslamiyet’le tanışmış, hem de Araplar Türkleri ve bilhassa onların üstün savaş yeteneklerini yakından tanıma imkânı bulmuşlardır.
Zaten Nihavent Savaşı’ndan sonra Sasani Devleti gittikçe zayıflayıp yıkılmaya, Arap İslam orduları ise Türklerin de meskûn olduğu İran içlerine ve Türkistan’a doğru ilerlemeye başladılar. Emeviler zamanında Arap ordu kumandanları özellikle Türklerden toplu esir alarak bunları İslam Devleti’nin egemen olduğu coğrafyalara göndermeye başladılar. Yaklaşık 90 yıl süren Emevi saltanatından sonra kurulan Abbasi Hanedanlığı sırasında ise, Türkistan’daki Türkleri esir alıp topluca, başta Irak olmak üzere Arap İslam Devleti’nin merkezine yakın bölgelere gönderme siyasasına daha da ağırlık verildi. Ancak bu tersine bir etki yarattı ve İslam Devleti topraklarına gelen Türkler, kısa zamanda “İslam Orduları”nın vurucu gücü hâline geldiler, kısa süre sonra da İslam Ordularının yönetimini büsbütün ele geçirdiler. Arkasından da İslam Devleti’nin fiilî idaresini ele aldılar.
Öte yandan bizim kanaatimize göre; Mâide suresinin 54. ayeti kerimesi, dar anlamda “Asrı Saadet”in son yıllarında başlayıp ilk halife Ebu Bekir döneminde sona eren irtidat olaylarına karışan mürtetleri hedef almakla birlikte, geniş anlamda Emevi ve Abbasi dönemlerini, özellikle Emevi dönemini de hedef almaktadır. Zira Emeviler, az çok ashabın ortak kararıyla seçilen halifeler dönemine son vermiş ve İslam’a aykırı olarak saltanat dönemini başlatmışlardır. Sıffin Savaşı’ndan başlamak üzere Hz. Peygamber’in soyuna, yani “Ehl-i Beyt”e karşı giriştikleri açık düşmanlık da cabasıdır. Ayrıca Emeviler, İslam’a açıkça aykırı biçimde tamamen ırkçı bir yönetim anlayışı ile hüküm sürmüşlerdir. Bu türlü yönetim tarzı, İslam’ın özüne aykırı bir yönetim tarzıydı ve bir nev’i İslam’i çizgiden ayrılmak, yani irtidat (dinden çıkma) anlamına geliyordu.
İşte Türkler, tam bu dönemde Müslüman olmuşlar, Emevilerin son dönemlerinde girmeye başladıkları İslam Ordusu’nu, Abbasiler döneminde büsbütün ele geçirmişler ve İslam’ın korucuyu gücü olmuşlardır. Dahası, Emeviler ile Abbasiler arasındaki iktidar mücadelesinde, kendilerine karşı en azından başlangıçta daha yumuşak davranan Abbasiler’e destek vermişler, özellikle Ebu Müslim Horasani’nin maiyetinde toplanarak Emevilerin iktidarı kaybederek, onların yerine Abbasilerin gelmesinde başat rol oynamışlardır.
Dolayısıyla biz, tıpkı birçok İslam âlimi gibi Mâide suresinin 54. ayeti kerimesinde bahsedilen ve övülen kavmin kesinlikle Türkler olduğuna inanıyoruz. Elbette en doğrusunu yine de bahse konu ayetin gerçek sahibi Allah bilir.
Son söz olarak ilave edelim ki; bugün Türk olmaktan utananlar, Türk olduğunu söylemeye çekinerek kendisine bazı alt kimlikler bulmaya çalışanlar, bunun için Anayasa’dan Türk kavramını çıkarma manevraları yapanlar ve özellikle de Kürt kökenli vatandaşlarımız iyi bilsinler ki; Türklük onların sandıkları gibi utanılacak bir şey değildir. Tersine gurur duyulacak bir şeydir. Çünkü Türkler bizzat Allah tarafından tebcil edilen bir millettir. Bunu sadece bizim gibi sıradan insanlar değil, bizzat Mehmet Vâni Efendi ve Said-i Nursî gibi Kürt kökenli Türk âlimleri de söylemektedirler(4).
_______________
1- Ayetin meali, DİB internet sitesindeki “Kur’an-ı Kerim Meali”nden alınmıştır,
2-Türkiye’de günümüz İslam âlimlerinin önde gelenlerinden birisi olan Prof. Dr. Bekir Topaloğlu’nun konuya ilişkin görüşü şöyledir: “İrtidat, geriye dönüş demektir. Genelde bir kişinin sahip olduğu dini terk etmesine irtidat denilmiştir. Bu kişi ister başka bir dini, ister mutlak manada inançsızlığı benimsemiş olsun… Ancak İslam literatüründe Allah Teala’nın son dini olan ve bütün ilahî dinleri kucaklayan İslamiyet’i benimsemişken terk eden, ondan çıkan kişinin bu fiiline ‘irtidat’ ve o kişiye ‘mürtet’ denilmiştir… İslam tarihinde, “Asrı Saadet”in son dönemleri hariç, topluca veya önemsenecek mahiyette irtidat hareketleri olmamıştır. Asrı Saadet’in son döneminde göze çarpan dinî hareketlere gelince, bunlar her ne kadar irtidat (ridde) olarak adlandırılmışsa da aslında İslamlaşma mücadeleleri mahiyetindedir. Çünkü on yıl gibi kısa bir Medine döneminde bütün Arabistan yarımadasının İslamlaşması çok önemli bir sosyolojik olaydır. Bu büyük hareket içinde İslamiyeti zahiren benimseyenler olduğu gibi Müseylime gibi nübüvveti bir saltanat makamı olarak görenler ve kendilerine de bu saltanattan pay ayırmak isteyenler de olmuştur. Bu mücadele o dönemde bitmiştir.”(bk http://www.altinoluk.com/dergi/index.php?sayfa=yillar&MakaleNo=d052s010m1)
3-M. Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’an Dili, c,3, s, 75, Çelik-Şura Yayınları, 1993, İstanbul.
4- Bitlis’in Hizan ilçesine bağlı Nurs köyünden olduğu için sonraki yıllarda köyüne nispetle Said-i Nursî olarak isimlendirilse de Said-i Nursî’nin, aslında Molla Said-i Kürdî  olarak meşhur olduğu bilinmektedir. Yani onun Kürt kökenli bir Türk vatandaşı olduğu sarahaten bilinmektedir.
Mehmet Vanî Efendi ise Van’ın Hoşap (Güzelsu) kasabasında doğmuş ve ilk eğitimini o bölgede, arkasından Azerbaycan’ın bazı şehirlerinde almıştır. Etnik kimliği hakkında kesin bir bilgiye sahip değiliz. Hakkında verilen bilgilerden birisi,  onun Hz. Peygamber’in soyundan geldiği ve “Seyyid” olduğuna ilişkin bilgidir.(Bkz. http://www.biyografi.net/kisiayrinti.asp?kisiid=3072). Bizim bildiğimiz kadarıyla; ırken Türk olan kişiler arasında “Seyyid” ve “Şerif” unvanı fazla yaygın değildir. Bu tür unvanlar daha çok Arap ve Kürt kökenli vatandaşlar tarafından kullanılmaktadır. Eğer bu bilgilere doğrudur nazarıyla bakılacak olursa Mehmet Vani Efendi’nin Kürt kökenli olması muhtemeldir. Ne var ki Osmanlı arşiv kayıtlarına göre; Atatürk’ün soy kütüğünü de ortaya çıkarmış olan Araştırmacı Yazar Mehmet Ali Öz, Mehmet Vani Efendi’nin soy olarak Türk olduğunu dile getirmiş bulunmaktadır kendisiyle yaptığımız özel yazışmada. Mehmet Ali Bey’e göre; Vani Mehmet Efendi’nin ailesi ile damadı olan ünlü Şeyhülislam Feyzullah Efendi’nin ailesi, Azerbaycan taraflarında yaşarken Safevilerin zulmünden kaçarak öncelikle Erzurum yöresine yerleşmişlerdir. TDV. İslam Ansiklopedisi’nde ise tam tersine, onun eğitim için Azerbaycan’ın bazı kentlerine, hatta Karabağ’a gitti belirtilmektedir.
Dolayısıyla; bizim kendisini “Kürt kökenli Türk vatandaşı” olarak nitelendirmemiz, herhangi bir belgeye istinat etmemekte olup, tamamıyla doğduğu yerden hareketle yapılmış bir nitelendirmedir. (Adı geçen hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. http://www.islamansiklopedisi.info/dia/ayrmetin.php?idno=280458)
Not: Yukarıdaki bilgiler “Çöldeki Osmanlı ve Kavm-i Necib!” isimli eserimizden istifade ile oluşturulmuştur.
KAYNAK: Ömer SAĞLAM, Kur’an Türkler Hakkında Ne Diyor?!

15 Temmuz 2017 Cumartesi

692 SAYILI KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME: "OLAĞANÜSTÜ HAL KAPSAMINDA BAZI TEDBİRLER ALINMASI HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME" 14 TEMMUZ 2017

14 Temmuz 2017 CUMA
Resmî Gazete
Sayı : 30124 (Mükerrer)
KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME
OLAĞANÜSTÜ HAL KAPSAMINDA BAZI TEDBİRLER ALINMASI
HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME
Karar Sayısı: KHK/692
Olağanüstü hal kapsamında bazı tedbirler alınması; Anayasanın 121 inci maddesi ile 25/10/1983 tarihli ve 2935 sayılı Olağanüstü Hal Kanununun 4 üncü maddesine göre, Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu’nca 5/6/2017 tarihinde kararlaştırılmıştır.
Kamu personeline ilişkin tedbirler
MADDE 1 – (1) Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olan ve ekli (1) sayılı listede yer alan kişiler kamu görevinden başka hiçbir işleme gerek kalmaksızın çıkarılmıştır. Bu kişilere ayrıca herhangi bir tebligat yapılmaz. Haklarında ayrıca özel kanun hükümlerine göre işlem tesis edilir.
(2) Birinci fıkra gereğince kamu görevinden çıkarılan kişilerin, mahkûmiyet kararı aranmaksızın rütbe ve/veya memuriyetleri alınır ve bu kişiler görev yaptıkları teşkilata yeniden kabul edilmezler; bir daha kamu hizmetinde istihdam edilemezler, doğrudan veya dolaylı olarak görevlendirilemezler; bunların uhdelerinde bulunan her türlü mütevelli heyet, kurul, komisyon, yönetim kurulu, denetim kurulu, tasfiye kurulu üyeliği ve sair görevleri de sona ermiş sayılır. Bunların silah ruhsatları, gemi adamlığına ilişkin belgeleri ve pilot lisansları iptal edilir ve bu kişiler oturdukları kamu konutlarından veya vakıf lojmanlarından onbeş gün içinde tahliye edilir. Bu kişiler özel güvenlik şirketlerinin kurucusu, ortağı ve çalışanı olamazlar. Bu kişiler hakkında bakanlıkları ve kurumlarınca ilgili pasaport birimine derhal bildirimde bulunulur. Bu bildirim üzerine pasaport birimlerince pasaportlar iptal edilir.
(3) Birinci fıkra kapsamında kamu görevinden çıkarılanlar, varsa uhdelerinde taşımış oldukları büyükelçi, vali gibi unvanları ve müsteşar, kaymakam ve benzeri meslek adlarını ve sıfatlarını kullanamazlar ve bu unvan, sıfat ve meslek adlarına bağlı olarak sağlanan haklardan yararlanamazlar.
İade hükümleri
MADDE 2 – (1) Ekli (2) sayılı listede yer alan kamu görevlileri, ilgili kanun hükmünde kararnamenin eki listelerin ilgili sıralarından çıkarılmıştır.
(2) İlgili kanun hükmünde kararname hükümleri, birinci fıkrada belirtilen kişiler bakımından tüm hüküm ve sonuçlarıyla birlikte ilgili kanun hükmünde kararnamenin yayımı tarihinden geçerli olmak üzere ortadan kalkmış sayılır. Söz konusu personelden bu maddenin yürürlük tarihinden itibaren on gün içerisinde göreve başlamayanlar çekilmiş sayılır. Bu kapsamda göreve başlayanlara, kamu görevinden çıkarıldıkları tarihten göreve başladıkları tarihe kadar geçen süreye tekabül eden mali ve sosyal hakları ödenir. Bu kişiler, kamu görevinden çıkarılmalarından dolayı herhangi bir tazminat talebinde bulunamaz. Bu personelin görevlerine iadesi, kamu görevinden çıkarıldıkları tarihte bulundukları yöneticilik görevi dışında öğrenim durumları ve kazanılmış hak aylık derecelerine uygun kadro ve pozisyonlara atanmak suretiyle de yerine getirilebilir. Bu maddeye ilişkin işlemler ilgili bakanlık ve kurumlar tarafından yürütülür.
Rütbesi alınan emekli Türk Silahlı Kuvvetleri personeli
MADDE 3 – (1) Türk Silahlı Kuvvetlerinden emekliye sevk edilen, kendi isteğiyle emekli olan, 31/1/2013 tarihli ve 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu hükümlerine göre Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezası alan, Devlet memurluğundan çıkarılan, sözleşmeleri fesih edilen, müstafi sayılan veya istifa eden subay, sözleşmeli subay, astsubay, sözleşmeli astsubay, Devlet memuru, işçi, uzman erbaş, sözleşmeli erbaş ve erler ile 27/7/1967 tarihli ve 926 sayılı Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kanununun geçici 32 nci maddesi kapsamında haklarında işlem tesis edilenlerden; terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen ve ekli (3) sayılı listede yer alanların rütbeleri alınır ve emekli kimlikleri iptal edilir. Bu kişiler kamu görevine yeniden kabul edilmezler, doğrudan veya dolaylı görevlendirilemezler. Ayrıca bunlar uhdelerinde taşımış oldukları mesleki unvanları ve sıfatlarını kullanamazlar ve bu unvan ve sıfatlarına bağlı olarak sağlanan haklardan yararlanamazlar. Bu kişilerin uhdelerinde bulunan her türlü mütevelli heyet, kurul, komisyon, yönetim kurulu, denetim kurulu, tasfiye kurulu üyeliği ve sair görevleri de sona ermiş sayılır. Bunların silah ruhsatları, gemi adamlığına ilişkin belgeleri, pilot lisansları ve ilgili pasaport birimlerince pasaportları iptal edilir. Bu kişiler özel güvenlik şirketlerinin kurucusu, ortağı ve çalışanı olamazlar.
Kurum ve kuruluşlara ilişkin tedbirler
MADDE 4 – (1) Ekli (4) sayılı listede yer alan dernek, ilgili kanun hükmünde kararnamenin eki listenin ilgili sırasından çıkarılmıştır. İlgili kanun hükmünde kararname hükümleri, söz konusu dernek bakımından tüm hüküm ve sonuçlarıyla birlikte ilgili kanun hükmünde kararnamenin yürürlük tarihinden geçerli olmak üzere ortadan kalkmış sayılır. Buna ilişkin işlemler ilgisine göre İçişleri Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı tarafından yerine getirilir.
Yurtdışında öğrenim görenler
MADDE 5 – (1) 8/4/1929 tarihli ve 1416 sayılı Ecnebi Memleketlere Gönderilecek Talebe Hakkında Kanuna tabi öğrencilerden, terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara aidiyeti, iltisakı veya bunlarla irtibatı olan ve ekli (5) sayılı listede yer alanların öğrencilikle ilişikleri kesilmiştir. Bunlar hakkında 18/10/2016 tarihli ve 6749 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanunun 4 üncü maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları hükümleri uygulanır. Bunların bu kapsamda gördükleri eğitimlere ilişkin olarak denklik işlemleri yapılmaz ve bunlar söz konusu eğitimleri kapsamındaki akademik unvan ve derecelerine bağlı haklardan yararlanamazlar.
(2) Ekli (6) sayılı listede yer alan kişi, ilgili kanun hükmünde kararnamenin eki listenin ilgili sırasından çıkarılmıştır. İlgili kanun hükmünde kararname hükümleri, bu kişi bakımından tüm hüküm ve sonuçlarıyla birlikte ilgili kanun hükmünde kararnamenin yayımı tarihinden itibaren ortadan kalkmış sayılır.
Geri alınan madalyalar
MADDE 6 – (1) Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara aidiyeti, iltisakı veya bunlarla irtibatı olan ve ekli (7) sayılı listede yer alan kişilere 24/10/1983 tarihli ve 2933 sayılı Madalya ve Nişanlar Kanunu kapsamında verilmiş olan madalyalar geri alınmıştır.
Yürürlük
MADDE 7 – (1) Bu Kanun Hükmünde Kararname yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 8 – (1) Bu Kanun Hükmünde Kararname hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.


                                                                                                                                                 Recep Tayyip ERDOĞAN
                                                                                                                                                      CUMHURBAŞKANI
            Binali YILDIRIM
                    Başbakan
                 N. CANİKLİ                                                     M. ŞİMŞEK                                            N. KURTULMUŞ                                   Y. T. TÜRKEŞ
         Başbakan Yardımcısı                                    Başbakan Yardımcısı                               Başbakan Yardımcısı                         Başbakan Yardımcısı
                V. KAYNAK                                                   B. BOZDAĞ                                       F. B. SAYAN KAYA                                    Ö. ÇELİK
         Başbakan Yardımcısı                                           Adalet Bakanı                          Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı             Avrupa Birliği Bakanı
                     F. ÖZLÜ                                                M. MÜEZZİNOĞLU                                      M. ÖZHASEKİ                                  M. ÇAVUŞOĞLU
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı     Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı            Çevre ve Şehircilik Bakanı                         Dışişleri Bakanı
               N. ZEYBEKCİ                                               B. ALBAYRAK                                             A. Ç. KILIÇ                                              F. ÇELİK
             Ekonomi Bakanı                            Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı                  Gençlik ve Spor Bakanı          Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı
               B. TÜFENKCİ                                                     S. SOYLU                                                   L. ELVAN                                               N. AVCI
    Gümrük ve Ticaret Bakanı                                      İçişleri Bakanı                                          Kalkınma Bakanı                          Kültür ve Turizm Bakanı
                                                     N. AĞBAL                                                   İ. YILMAZ                                                             F. IŞIK
                                                  Maliye Bakanı                                       Millî Eğitim Bakanı                                     Millî Savunma Bakanı
                                                   V. EROĞLU                                                 R. AKDAĞ                                                       A. ARSLAN
                                       Orman ve Su İşleri Bakanı                                  Sağlık Bakanı                      Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı



12 Temmuz 2017 Çarşamba

ÇOK ÖNEMLİ: "OLAĞANÜSTÜ HAL İŞLEMLERİ İNCELEME KOMİSYONUNUN ÇALIŞMASINA İLİŞKİN USUL VE ESASLAR"

12 Temmuz 2017 ÇARŞAMBA
Resmî Gazete
Sayı : 30122 (Mükerrer)
TEBLİĞ
Başbakanlıktan:
OLAĞANÜSTÜ HAL İŞLEMLERİ İNCELEME KOMİSYONUNUN
ÇALIŞMASINA İLİŞKİN USUL VE ESASLAR
Amaç ve kapsam
MADDE 1 – (1) Bu Usul ve Esasların amacı, Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonuna yapılan başvurulara ve Komisyonun çalışmalarına ilişkin hususları düzenlemektir.
(2) Bu Usul ve Esaslar, 2/1/2017 tarihli ve 685 sayılı Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu Kurulması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname uyarınca Komisyona yapılan başvuruların incelenmesi ve Komisyonun çalışmasına ilişkin hususları kapsar.
Dayanak
MADDE 2 – (1) Bu Usul ve Esaslar, 685 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 13 üncü maddesine dayanılarak hazırlanmıştır.
Komisyonun görevleri
MADDE 3 – (1) Komisyon, olağanüstü hal kapsamında doğrudan kanun hükmünde kararnameler ile tesis edilen aşağıdaki işlemler hakkındaki başvuruları değerlendirip karar verir.
a) Kamu görevinden, meslekten veya görev yapılan teşkilattan çıkarma ya da ilişiğin kesilmesi.
b) Öğrencilikle ilişiğin kesilmesi.
c) Dernekler, vakıflar, sendika, federasyon ve konfederasyonlar, özel sağlık kuruluşları, özel öğretim kurumları, vakıf yükseköğretim kurumları, özel radyo ve televizyon kuruluşları, gazete ve dergiler, haber ajansları, yayınevleri ve dağıtım kanallarının kapatılması.
ç) Emekli personelin rütbelerinin alınması.
(2) Olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnamelerle gerçek veya tüzel kişilerin hukuki statülerine ilişkin olarak doğrudan düzenlenen ve birinci fıkra kapsamına girmeyen işlemler de Komisyonun görev alanındadır.
(3) Bu maddede belirtilen işlemlere bağlı olarak olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnamelerde yer alan ilave tedbirler ile kanun yollarının açık olduğu işlemler hakkında ayrıca başvuru yapılamaz.
Başvuru sahipleri
MADDE 4 – (1) Kamu görevinden, meslekten veya görev yapılan teşkilattan çıkarılanlar ya da ilişiği kesilenler ile öğrencilikle ilişiği kesilenler ve rütbesi alınan emekli personel şahsen, kanuni temsilcisi veya vekili aracılığıyla başvuru yapabilir.
(2) Kapatılan kurum veya kuruluşlar adına başvuru yapma yetkisi, kapatılma tarihi itibarıyla kurum veya kuruluşu temsile kanunen yetkili olanlara aittir. Yetkili olmayanlar, üyelik veya başka sebeplere dayanarak başvuru yapamaz.
(3) Kanuni temsilci veya vekil aracılığıyla yapılan başvurularda temsil belgesi veya vekâletnamenin inceleme sürecinde geçersiz hale gelmesi, başvurunun incelenerek karara bağlanmasını engellemez.
(4) Başvuru hakkındaki inceleme devam ederken başvurucunun ölmesi halinde ilgilinin kanuni mirasçılarından yeni başvuru alınmasına gerek olmaksızın mevcut başvuru incelenerek karara bağlanır.
(5) Başvuru hakkı olan kişinin, başvuru süresi başlamadan veya başvuru süresi sona ermeden önce ölmesi halinde kanuni mirasçılardan biri mirasçılık belgesi ibraz etmek kaydıyla ölüm tarihinden itibaren altmış gün içinde başvuruda bulunabilir.
Başvuru süresi
MADDE 5 – (1) Komisyona başvuru süresi;
a) Komisyon tarafından başvuruların alınmaya başlanacağı tarihten önce yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnamelerle tesis edilen işlemler hakkında, başvuruların alınmaya başlanacağı tarihten itibaren,
b) Komisyon tarafından başvuruların alınmaya başlanacağı tarihten sonra yürürlüğe konulacak kanun hükmünde kararnamelerle tesis edilen işlemler hakkında ise ilgili kanun hükmünde kararnamenin Resmî Gazete’de yayımlandığı tarihten itibaren,
altmış gündür.
(2) Başvuru tarihi, valiliklere veya kurumlara başvurunun yapıldığı tarih olarak kabul edilir. Ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde tutuklu veya hükümlü bulunan kişiler bakımından başvuru tarihi, kurum müdürlüğüne başvurunun yapıldığı tarihtir.
Başvuru usulü
MADDE 6 – (1) Başvurular, Komisyon tarafından oluşturulan https://ohalkomisyonu.basbakanlik.gov.tr internet sitesinde yayımlanan ve bu Usul ve Esasların 1 ve 2 numaralı ekinde yer alan ilgili başvuru formu doldurulup alınan çıktı imzalanmak suretiyle valiliklere veya en son görev yapılan kuruma varsa ekleriyle birlikte yazılı olarak yapılır.
(2) Komisyona doğrudan başvuru yapılamaz. Bu şekilde yapılan başvurular hakkında herhangi bir işlem veya inceleme yapılmaz.
(3) Ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde bulunan tutuklu veya hükümlüler, bu Usul ve Esaslara ekli formu fiziki olarak doldurup bulundukları kurumda görevli memura teslim eder. İlgili memur, doldurulan formu esas alarak internet sitesinde yayınlanan formu doldurup alınan çıktıyı başvurucuya imzalatarak kurum müdürlüğüne teslim eder. Kurum müdürlüğü, gerekli işlemleri tamamlayarak başvurucuya alındı belgesi verir ve bağlı olduğu Cumhuriyet başsavcılığı aracılığıyla başvuru formunu varsa dilekçe ve ekleriyle birlikte Komisyona gönderir.
(4) Valilikler ve ilgili kurumlar, başvuru evrakını gecikmeksizin Komisyona gönderir.
(5) Bu Usul ve Esaslar kapsamında yapılan başvurular hakkında 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 10 uncu maddesinin ikinci fıkrası hükümleri uygulanmaz.
(6) Başvurulara ilişkin diğer hususlar Komisyonca belirlenir ve ilan edilir.
Başvuru formu
MADDE 7 – (1) Başvuru formu elektronik ortamda doldurulur. Formun çıktısı alınır, başvurucu, kanuni temsilcisi veya vekili tarafından imzalanır ve ilgili valilik veya kuruma ekleriyle birlikte teslim edilir.
(2) Gerçek kişilere ilişkin başvuru formunda aşağıdaki hususlar yer alır.
a) Başvurucunun adı, soyadı, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, doğum tarihi ve yeri, adresi ile varsa telefon numarası ve elektronik posta adresi.
b) Kanuni temsilci veya vekil tarafından yapılan başvurularda, kanuni temsilcinin veya vekilin adı, soyadı, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, doğum tarihi ve yeri, adresi ile varsa telefon numarası ve elektronik posta adresi.
c) Başvurucunun en son görev yaptığı kurumu, sicil numarası ve unvanı.
ç) Öğrencilikle ilişiği kesilenler bakımından başvurucunun en son öğrencilik yaptığı okulu ile öğrenci numarası veya sicil numarası.
d) Başvurucu hakkında işlem tesis edilen kanun hükmünde kararnamenin sayısı ve tarihi ile başvurucunun bulunduğu liste ve sırası.
e) Başvurucunun veya kanuni temsilcisinin ya da vekilinin başvuru hakkındaki beyanları.
f) Başvurucunun veya kanuni temsilcisinin ya da vekilinin imzaları.
(3) Kurum veya kuruluşlara ilişkin başvuru formunda aşağıdaki hususlar yer alır.
a) Kurum veya kuruluşun adı, unvanı, MERSİS numarası, vergi numarası, sicil numarası,  özel öğretim kurumları için kurum kodu, dernekler için kütük numarası, vakıflar için merkezi sicil numarası, adresi ile varsa telefon numarası ve elektronik posta adresi.
b) Kanuni temsilci veya vekil tarafından yapılan başvurularda, kanuni temsilcinin veya vekilin adı, soyadı, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, doğum tarihi ve yeri, adresi ile varsa telefon numarası ve elektronik posta adresi.
c) Kapatılan kurum veya kuruluşun sahibinin gerçek kişi olması halinde, bu kişinin adı, soyadı, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası ile bu kurum veya kuruluşun varsa bağlı olduğu tüzel kişinin unvanı, vergi kimlik numarası, MERSİS numarası veya sicil numarası.
ç) Kurum veya kuruluşlar hakkında işlem tesis edilen kanun hükmünde kararnamenin sayısı ve tarihi ile ilgili kurum ve kuruluşun bulunduğu liste ve sırası.
d) Kurum veya kuruluş adına başvuran kanuni temsilcinin veya vekilin başvuru hakkındaki beyanları.
e) Kurum veya kuruluş adına başvuran kanuni temsilcinin veya vekilin imzaları.
(4) Başvuru formunda, varsa daha önce adli mercilere veya idari makamlara yapılan başka başvurular da belirtilir.
Başvuruda gerekli bilgi ve belgeler
MADDE 8 – (1) Kamu görevinden, meslekten veya görev yapılan teşkilattan çıkarılanlar ya da ilişiği kesilenler ile öğrencilikle ilişiği kesilenler ve rütbesi alınan emekli personele ilişkin işlemler hakkında yapılan başvurularda aşağıdaki bilgi ve belgelerin ibraz edilmesi zorunludur.
a) Gerçek kişiler için başvuru formu. (Ek-1)
b) Başvurucuya ait nüfus cüzdanı fotokopisi.
c) Başvuru kanuni temsilci veya vekil aracılığıyla yapılıyorsa temsil belgesi ya da vekâletname örneği.
ç) Varsa başvuruya esas belgelerin aslı veya noter ya da ilgili kamu kurumu veya kuruluşu tarafından tasdikli sureti.
(2) Kapatılan kurum veya kuruluşlara ilişkin işlemler hakkında yapılan başvurularda aşağıdaki bilgi ve belgelerin ibraz edilmesi zorunludur:
a) Kurum veya kuruluşlar için başvuru formu. (Ek-2)
b) Kurum veya kuruluş adına başvuruyu yapana ait nüfus cüzdanı fotokopisi.
c) Kurum veya kuruluş adına başvuruyu yapanın kapatılma tarihi itibarıyla kurum veya kuruluşu temsile kanunen yetkili olduğuna dair karar, imza sirküleri, vekâletname ya da diğer resmi belgelerin onaylı sureti.
ç) Varsa başvuruya esas belgelerin aslı veya noter ya da ilgili kamu kurumu veya kuruluşu tarafından tasdikli sureti.
(3) Başvuru formundaki “Başvurucunun Dilekçesi” bölümüne yazılan beyanlar, okunaklı ve başvurunun esasına yönelik özlü bilgileri içerir şekilde hazırlanır. Forma yazılan beyanların on sayfayı geçmesi hâlinde başvurucunun, başvuru formuna olayların özetini içerir ayrı bir dilekçe eklemesi gerekir.
(4) Başvuru formlarının eksiksiz olarak doldurulup doldurulmadığı ve gerekli belgelerin eklenip eklenmediği başvuruyu alan valilik veya kurum tarafından kontrol edilir. Başvuru formu ile başvuruda sunulan belgelerde eksiklik tespit edilmesi halinde, ilgili valilik veya kurum eksikliğin giderilmesi için başvurucuya on beş günlük kesin süre verir. Eksiklik giderildikten sonra belgeler Komisyona gönderilir.
(5) Başvurana, başvurunun kayda alındığını gösteren alındı belgesi verilir. (Ek-3)
Kayıt ve dosyalama
MADDE 9 – (1) Komisyona yapılan her başvuruya bir tarih ve sayı verilir.
(2) Her başvuru, kendisine ait dosya numarası üzerinden kayıt altına alınır. İlgili kurumlar tarafından Komisyona iletilen bilgi ve belgeler ile başvurunun incelenmesine dair diğer belgeler, ait olduğu dosyada kayıt altına alınır.
(3) Komisyona intikal eden dosyalarla ilgili olarak daha önce kurumlara yapılan başvurular birleştirilir.
Ön inceleme
MADDE 10 – (1) Başvurular, bu Usul ve Esaslar ile 685 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede aranan şartlara uygunluk bakımından ön incelemeye tabi tutulur.
(2) Ön inceleme Başkan tarafından raportör olarak görevlendirilen personelce yapılır.
(3) Ön inceleme sonucunda aşağıda belirtilen durumlardan birinin tespiti halinde başvuru Komisyonca reddedilir.
a) Başvurunun Komisyonun görev alanına girmemesi.
b) Başvurunun süresi içinde yapılmaması.
c) Başvurunun yazılı olarak, şahsen veya kanuni temsilci ya da vekil aracılığıyla yapılmamış olması.
ç) Başvurunun kurum veya kuruluşları kanunen temsile yetkili olanlar dışında kalanlar tarafından üyelik veya diğer sebeplerle yapılması.
d) Başvuru sahibinin hukuki menfaatinin bulunmaması.
e) Başvurunun olağanüstü hal döneminde yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnamelerle doğrudan tesis edilmeyen işlemler hakkında olması.
f) Başvurunun olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnamelerde yer alan ilgili kişinin silah ruhsatlarının alınması, pasaportunun iptal edilmesi, kamu konutlarından veya vakıf lojmanlarından tahliye edilmesi gibi ilave tedbirler hakkında olması.
g) Başvuru konusunun kanun yollarının açık olduğu işlemler hakkında olması.
ğ) Başvurunun aranılan diğer şartlara uygun olarak yapılmaması.
(4) Üçüncü fıkrada sayılan hususların ön inceleme safhasından sonra tespit edilmesi halinde de başvurunun reddine karar verilir.
Eksikliklerin giderilmesi
MADDE 11 – (1) Başvuru formu ile başvuruda sunulan belgelerde eksiklik tespit edilmesi halinde, durum başvuruyu alan valiliğe veya kuruma bildirilir. İlgili valilik veya kurum eksikliğin giderilmesi için başvurucuya on beş günlük kesin süre verir. Eksiklik giderildikten sonra belgeler Komisyona gönderilir. Verilen süre içinde eksilik giderilmemesi halinde, durum Komisyona bildirilir. Valiliğe veya kuruma yapılan ilk başvuru, başvuru tarihi olarak kabul edilir.
Bilgi ve belge talep etme yetkisi
MADDE 12 – (1) Komisyon, kamu görevinden, meslekten veya görev yapılan teşkilattan çıkarma ya da ilişik kesme ile öğrencilikle ilişik kesme ve emekli personelin rütbesini alma işlemleriyle ilgili bilgi, belge, bulgu, olgu ve kanaatlerini ilgilinin en son görev yaptığı Bakanlıktan veya kurumdan talep edebilir.
(2) Kapatılan kurum ve kuruluşlar hakkında bilgi, belge, bulgu, olgu ve kanaatler;
a) Kapatılan dernekler açısından İçişleri Bakanlığından,
b) Vakıflar açısından Vakıflar Genel Müdürlüğünün bağlı olduğu Bakanlıktan,
c) Vakıf yükseköğretim kurumları ile özel öğretim kurumları, özel öğrenci yurtları ve pansiyonları açısından Millî Eğitim Bakanlığından,
ç) Sendika, federasyon ve konfederasyonlar açısından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından,
d) Özel sağlık kuruluşları açısından Sağlık Bakanlığından,
e) Radyo ve televizyon kuruluşları açısından Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun ilişkili olduğu Bakanlıktan,
f) Kapatılan gazete, dergi, yayınevi, dağıtım kanalı ve haber ajansları açısından Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğünün bağlı olduğu Bakanlıktan,
talep edilebilir.
(3) Soruşturmanın gizliliğine ve Devlet sırlarına ilişkin ilgili mevzuat hükümleri saklı kalmak kaydıyla, kamu kurum ve kuruluşları ile yargı mercileri, Komisyonun görevi kapsamında ihtiyaç duyduğu her türlü bilgi ve belgeyi verilen süre içinde Komisyona göndermek veya Komisyon kararı üzerine yerinde incelenmesine imkân sağlamak zorundadır.
(4) Bu madde kapsamındaki kurum ve merciler, başvurucuların terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti, aidiyeti, iltisakı veya bunlarla irtibatı olduğu kanaatinin oluşmasına dayanak oluşturan, istihbari nitelikte olanlar dahil tüm bilgi ve belgeleri talep üzerine resmi yazıyla birlikte verilen süre içinde Komisyona iletir.
Görüşme usulü ve oylama
MADDE 13 – (1) Komisyon toplantısında işler, gündemdeki sıraya göre incelenir ve karara bağlanır.
(2) Komisyon Başkanı, söz almak isteyen üyelere söz verir. Görüşmeler tamamlandıktan sonra açık oylama yapılır.
(3) Komisyonun toplantı ve karar yeter sayısı dörttür. Oylamalarda çekimser oy kullanılamaz.
(4) Komisyon Başkanı, toplantının bir düzen ve disiplin içinde yürütülerek sonuçlandırılmasını sağlayacak gerekli tedbirleri alır.
Esastan inceleme ve karar
MADDE 14 – (1) Komisyon incelemelerini dosya üzerinden yaparak başvurunun reddine veya kabulüne karar verir.
(2) Komisyon, incelemelerini terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti, aidiyeti, iltisakı veya bunlarla irtibatı yönünden yapar.
(3) Sözlü ifade verme veya tanık dinletme talepleri dikkate alınmaz.
Kararların bildirilmesi ve dosyaların devri
MADDE 15 – (1) Komisyon kararlarının bildirilmesinde ve dosyaların devrinde aşağıdaki usul ve esaslar uygulanır.
a) Kamu görevinden, meslekten veya görev yapılan teşkilattan çıkarılan ya da ilişiği kesilenlere ilişkin başvurunun kabulü kararları Devlet Personel Başkanlığına,
b) Öğrencilikle ilişiği kesilenlere ilişkin başvurunun kabulü kararları Milli Eğitim Bakanlığına,
c) Rütbeleri alınan emekli personele ilişkin başvurunun kabulü kararları ilgilinin son görev yaptığı kuruma,
ç) Kapatılan kurum veya kuruluşlara ilişkin başvurunun kabulü kararları, ilgili bakanlık veya kuruma,
Komisyon tarafından bildirilir.
(2) Komisyon, sonuçlandırdığı başvurulara ilişkin dosyaları aşağıda sayılan kurum ve kuruluşlara devreder.
a) Kamu görevinden, meslekten veya görev yapılan teşkilattan çıkarılan ya da ilişiği kesilen ve rütbesi alınan emekli personel açısından en son görev yapılan kurum veya kuruluş.
b) Devlet memurları ve işçiler dâhil Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarılanlar açısından Millî Savunma Bakanlığı.
c) Jandarma Genel Komutanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Sahil Güvenlik Komutanlığı teşkilatlarından çıkarılanlar açısından İçişleri Bakanlığı.
ç) Öğrencilikle ilişiği kesilen öğrenciler açısından Millî Eğitim Bakanlığı.
d) Kapatılan dernekler açısından İçişleri Bakanlığı.
e) Kapatılan vakıflar açısından Vakıflar Genel Müdürlüğü.
f) Kapatılan sendika, federasyon ve konfederasyonlar açısından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı.
g) Kapatılan özel sağlık kuruluşları açısından Sağlık Bakanlığı.
ğ) Kapatılan vakıf yükseköğretim kurumları, özel öğretim kurumları, özel öğrenci yurt ve pansiyonları açısından Millî Eğitim Bakanlığı.
h) Kapatılan özel radyo ve televizyon kuruluşları açısından Radyo ve Televizyon Üst Kurulu.
ı) Kapatılan gazete, dergi, yayınevi, dağıtım kanalı ve haber ajansları açısından Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü.
i) Resen emekliye sevk edilmiş, kendi isteğiyle emekli olmuş, Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü hükümlerine göre meslekten veya Devlet memurluğundan çıkarılmış ya da müstafi sayılmış olup rütbeleri alınan Emniyet Teşkilatı personeli açısından İçişleri Bakanlığı.
(3) Başvurunun kabulüne veya reddine ilişkin Komisyon kararları, başvurucu tarafından bildirilen adrese, dosyanın devredildiği kurumlarca 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebliğ edilir.
Kanun yoluna başvuru
MADDE 16 – (1) Komisyon kararlarına karşı, kararın tebliğinden itibaren altmış gün içinde 685 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 11 ve ek 1 inci maddesinde belirtilen kurum veya kuruluşlar aleyhine Hâkimler ve Savcılar Kurulunca belirlenecek Ankara idare mahkemeleri nezdinde iptal davası açılabilir. Bu davalarda ayrıca Başbakanlığa ve Komisyona husumet yöneltilemez.
Personel görevlendirme, sekretarya ve bürolar
MADDE 17 – (1) Komisyon çalışmaları için yeteri kadar personel Başbakanlık tarafından görevlendirilir. Bu personel Komisyon Başkanının gözetim ve denetimi altında çalışır.
(2) Raportörler ile sekretarya hizmetini görecek kişiler, personel arasından Komisyon Başkanı tarafından görevlendirilir.
(3) İhtiyaç duyulan bürolar Komisyon Başkanı tarafından oluşturulur.
(4) Bürolar ile personelin iş bölümü ve görev dağılımı Komisyon Başkanı tarafından belirlenir.
Bilişim sistemlerinin kullanılması
MADDE 18 – (1) Komisyonun görev alanına giren işlerde her türlü veri, bilgi ve belge akışı ile dokümantasyon işlemleri ve bu işlemlere ilişkin her türlü kayıt, dosyalama ve saklama işlemleri ile uyum ve işbirliği sağlanmış dış birimlerle yapılacak her türlü işlemler elektronik ortamda yapılabilir.
Kurumlarca Komisyona intikal ettirilecek başvurular
GEÇİCİ MADDE 1 – (1) Bu Usul ve Esasların yayımlandığı tarihten önce yapılan başvurularla ilgili olarak; Komisyona yapılan başvuruların alınması süresinin tamamlanmasından sonra, daha önce kendilerine başvuru yapılmış olan kurumlarca önceki başvuruya ait dilekçe ve ekleri ile en son görev yapılan kurum adı, başvuru sahibinin adı, soyadı, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası ve işlem yapılan kanun hükmünde kararnamenin sayısını içeren liste Komisyona intikal ettirilir.
(2) Aynı kişi tarafından 685 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin kapsamına giren konularda bu Usul ve Esaslara göre Başbakanlık tarafından ilan edilen altmış günlük başvuru süresinde yeni başvuru yapılması halinde, kurumlar tarafından Komisyona gönderilen başvuru dilekçe ve ekleri bu başvuru ile birleştirilerek incelenir. Yeni başvuru yapılmaması halinde kurumlara daha önce yapılmış başvuru Komisyon tarafından işleme alınır.
(3) Bu Usul ve Esasların 4 üncü maddesinde sayılan başvuru hakkı olmayanlar tarafından kurumlara verilen dilekçeler Komisyona gönderilmez.
(4) Bu Usul ve Esasların yayımlandığı tarihten önce kurumlara yapılan başvurular da 10 uncu maddede belirtilen şartlar bakımından ön incelemeye tabi tutulur.
(5) Komisyonun başvuruları almaya başlayacağı tarih, Başbakanlık tarafından ilan edilir.
Yargı mercilerince Komisyona intikal ettirilecek başvurular
GEÇİCİ MADDE 2 – (1) Komisyonun görev alanına giren konularda daha önce herhangi bir yargı merciine başvurulmuş veya dava açılmış olması halinde, bu dosyalar hakkında yargı mercilerince karar verilmesine yer olmadığına ve tarafların yaptıkları masrafların üzerlerinde bırakılmasına dosya üzerinden kesin olarak karar verilir, vekâlet ücretine hükmedilmez. Bu dosyalar yargı mercilerince bu Usul ve Esaslara göre başvuruların alınması süresinin tamamlanmasından sonra Komisyona gönderilir. Aynı kişi tarafından yeni başvuru yapılması halinde, gönderilen dosya bu başvuru ile birleştirilir.
Yürürlük
MADDE 19 – (1) Bu Usul ve Esaslar yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 20 – (1) Bu Usul ve Esasları Başbakan yürütür.