Yalçın
KOÇAK
Balkanlar bizim eller hem de
yâd eller..,
Erken
kaybettiğimiz mahalleler.
Kaybedilmesi
mukadder olan bir Balkan savaşıyla zorlu ve zorunlu göçe tabi olan en az 5
milyon insanımız, telef olan tarih ve coğrafyamız, tarlalarımız,
hayvanlarımız, sönen ocaklarımız, kararan hayatlarımız. Güvenliksiz
topraklar, eşkıya, komitacı ve çetnik tuzaklı yollar ve akan kanlar, giden
canlar.
Bizim yaşayan Anadolu nesli
olarak Tarihten alacağımız var.
İstemek
en doğal hakkımız…
Bu
hakları ve alacakların ardını aramamak cehalet değil gaflet ve ihanettir.
Vakıflarımızı bir kez yazdık,
geniş olarak yine yazacağız ancak ehemmi, mühimme tercih edelim.
Önümüzde üç önemli
gündemimiz var;
İlgi, bilgi ve fikir
bekliyor.
Birincisi;
Anayasa;
bizi vesayetten kurtaracak bir Anayasa yaptırtmalıyız.
İkincisi;
FETÖ
ve daileri. Sindiler, aldanmayalım, köklerini kazıyalım, yeniden baş
vermeyecek hale getirelim, çok paraları var, çok mesafe aldılar, kozalandılar.
Bilenler söylemeli, icra edecekler, dinlenmeli.
Üçüncüsü;
Musul
Meselesi; Ne dedik tarih bize borcunu ödemek için tekrar kapımızı çalıyor.
Tayyip bey Başbakan iken Irak’ın kuzeyinde petrol arama konsensüsümüzün nasıl
iç ayak oyunlarıyla heder edildiği bilinciyle, unutmadan Musul Meselemizde
inisiyatif kullanmalı bizlerde bu konularda destekçi olmalıyız.
Anayasalarında dünyada Türk
dilinde eğitim yapılabilen 3 yer bulunmaktadır.
Bilmeyenlerde öğrensinler.
Kıbrıs,
Kırım, Kosova. 3 K'yı birleştirin bir üçgen ortaya çıkar; taradığı alana bir
bakın, size çok şeyler anlatatır bu üçgen, misyonunuzu anımsatır size.
Köşelerin gösterdiği ufuk cizgisini takip edin, yeni bir vizyon sunar
belleğinize.
İşi dil olanlar, eğitimden
geçinenler ne yapmış bu coğrafyalarda dilimizin daha gelişmesi ve genişlemesi
amaçlı hangi çalışmaları yapmışlar ve ne kadar arttırmışlardır Türkçe'yi,
dünyanın konuşulan kaçıncı dilidir biliyorlar mı acaba?. Enstitüler, Konseyler,
Birlikler, Daireler kurduk, milyon dolarlar FETÖ ve Dailerine kadro
oluşturmakta kullandırdık. TİKA’da Yunus Emre Enstitüsünde, Yurt Dışı Türkler
dairesinde, Türk Konseyinde ve Dış İşleri ile YÖK ve katmanlarında uyuyan
Kripto kozalar var.
Kosova Prizren eski Belediye
Başkan yardımcısı Orhan LOPAR ( Kendisi 1994 yılında Türkiye’de
devlet bursu ile okuduğunu iftiharla söylüyor ve Türk dilinin mücadelesini
veriyor.) Kosova da adı Türk okulu olup zengin Arnavut çocuklarına
İngilizce eğitim veren cemaat maskeli okulların mezunlarının da Türklerin ve
Türkçenin önünü nasıl kesmekte kullanıldığını, bu perdeleme ve engellemeleri
yapanların kimliklerini de hem yazdı, hem söyledi. O dönemde TİKA
temsilcisi Metin ARSLANBAŞ, Tabur Komutanı Mehmet PARTİGÖÇ ve yardımcısı,
yardakçısı Levent TÜRKKAN dı. (Nasıl Türk kanı vardıysa bu adamda?) Şimdi hepsi
tutuklu, tahribatları ve okumasına mani oldukları Türk çocuklarının bedduaları
boyunlarına dolansın.
Adamın aklına neler geliyor;
2011 yılında Rumeli de Türk dilinde Türk Hukuku öğretecek Ankara Üniversitesi
ve European Politecnical Üniversitesinin açılım olan Prizren Hukuk Lisans
eğitimini baltaları ve entrikaları ile sabote edenlerin ortak kimlikleri şimdi
ortaya çıkmıştır. YÖK’te Türkçenin önünü kesenler Gökhan ÇETİNSAYA, Şaban
ÇALIŞ, Yavuz ATAR, İlyas DOĞAN, Ömer ANAYURT ve Ankara Hukuk Fakültesinde
uzantıları eski Dekan Hüseyin ALTAŞ sahte türetme karar ve yazılarla asılsız,
mesnetsiz hüküm üretirlerken Dış işlerinde uzantıları
kimdi? Prishtina’da cemaatin bir dediğini iki etmeyen eski Büyükelçi
Songül OZAN ve Ulvi DERENDELİ adında cemaat beslemesi katibi vardı. O
asılsız naylon bilgi notlarını tutan istihbaratçılara dost ve öğrencilerimiz
olarak içimize sokulan EULEX Polislerine;
El Hasıl dilime ihanet eden
tüm dailere lanet olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder