BİR
SÜBYANCI MEL’ÂNET., BU İKTİBAS ŞART OLDU!..
CEMAAT'İN
ABİSİNİN ÇOCUK TECAVÜZLERİ BÖYLE KAPATILDI
Nihat
Genç (Saygı ve şükranlarımızla)
Kitabın çıkmış hikayeyi baştan sona anlatmışsın ama olsun kamuoyu bir daha benim sütunumda okur. Tabii Taner önce cemaatin resmi avukatlığını yapan CHP’li Atilla Kart okusun hikâyeni… Cemaatin bu resmi avukatlarını Halk TV ekranına çıkartanlar okusun...
“24.11.2016, Adı: Taner Topsakal...
Meslekten atılalı 10 yılı geçiyor.
Hikayesini okumayı mide kaldırmıyor.
Kitabın çıkmış hikayeyi baştan sona anlatmışsın ama olsun kamuoyu bir daha benim sütunumda okur. Tabii Taner önce cemaatin resmi avukatlığını yapan CHP’li Atilla Kart okusun hikâyeni… Cemaatin bu resmi avukatlarını Halk TV ekranına çıkartanlar okusun...
“24.11.2016, Adı: Taner Topsakal...
Meslekten atılalı 10 yılı geçiyor.
Hikayesini okumayı mide kaldırmıyor.
İnsanlık
kaldırmıyor.
Hukuk
kaldırmıyor.
Kendisi
de bir zamanlar ‘cemaatçi’ tabir edilen bir polisti...
Bir
cemaatçi rehber öğretmeni dokuz çocuğu hukuki terimle fiili livata suçuyla
kıskıvrak yakaladı.
Başına
gelmeyen kalmadı, sen misin yakalayan bir buçuk yıl hapis yatırdılar.
On
yıldır bir iş güç sahibi olamadı...
Mesleğinde
kalsaydı bugün III. Sınıf emniyet amiri olacaktı...
Onu
meslekten kovanların bir kısmı hala görevinde, diğer kısmı FETÖ’den yakalandı
ama hala maaşlarını hapiste bile almaya devam ediyor.
Taner
Topsakal’ı hizmetçilik yapan eşi geçindiriyor.
Beş
parasız hapis sonrası günlerinde bir de annesi öldü...
Ey
ülkemin TV programcıları, ey senaristleri, bu akıl dışı insanlık ötesi
‘hikayelerini’ neden okumazsınız...
Anlat
Taner, tane tane anlat...
Taner
Topsakal: Anlattım ağbi, ‘FETÖ Sıfır’ı Tüketiyor’ kitabımda başımdan geçenleri…
-Bu
kitabı nerden bulabilirim...
Taner
Topsakal: Cemaat kitabı yasaklayıp kaldırdı ağbi, bulamazsın, belki bir
arkadaşımızda varsa...
-Bana
bir tane gönderebilir misiniz?
Taner
Topsakal: Kitabı da oku, karşılaştır ağbi, ben sadece başlangıç olayını kısaca
anlatayım...
-Hepsini
anlat Taner?
Taner
Topsakal: Sayfana sığmaz ağbi, giriş hikayesi yeter...
İNGİLİZ
POLİSLER SUNUM YAPIYOR
-Bir
özet geç, o zaman...
Taner
Topsakal: Şöyle ağbi, meslekteyken görevimiz Cinsel suçlar... İngiltere’ye
toplantıya gidiyoruz. Cinsel Suçların Soruşturulması Komisyonu var... İngiliz
polisler sunumda bize şunları söylediler: İngiltere merkezli bir internet
sitesi var... Bu internet sitesinin ana teması çocuk pornografisi... Resimler,
videolar, iğrenç resimler... Ülkelerinde çok ağır suç... Yakalanan 15-20 yıldan
aşağı kurtulamaz…
-
Sonra...
Taner
Topsakal: İşte bunları anlattılar. Toplam 22 ülkeden bu siteye giriş varmış. Söz
konusu ülkelerle ilgili operasyon yaptıklarını, ancak bunlardan ikisine, biri
Türkiye, operasyon yapamadıklarını anlattılar. Zoruma gitti. 'Biz niye
yapamıyoruz', dedik. ‘Bizim teknolojik altyapımızın, emniyetçi birikimimizin,
Türkiye’de çocuk pornocularını yakalamaya yetmeyeceğini düşündüklerini’
söylediler...
-İngiliz
polisler sizi aşağıladı mı?
Taner
Topsakal: Yok ağbi, ağrımıza gitti, milli mesele yaptık, ‘biz bu operasyonu
yapacağız’ dedik. O dönem İngilizlerin dediği kadar olmasa da geriydik biraz...
Döndük Türkiye’ye ‘bilişim uzmanı’ aramaya başladık. Bilişim sektöründen
profesyonel arkadaşlarımız vardı. Onlarla oturduk toplantılar yaptık. Bize...
‘Bu ICQ numarasına bir mesaj gönderin. Mesajı açtığı, okuduğu zaman bize mesaj
düşecek. Oradan IP’sine ulaşabilirsiniz’ dedi…
-Film
başladı yani…
SİSTEM
KURULDU
Taner
Topsakal: Nerden bilebilirdik, sonumuz başladı ağbi... Biz sistemi kurduk.
Mesajı yolladık, beklemeye başladık. Açtı nihayet. IP numarası çıktı. Hemen
servis sağlayıcısını tespit ettik. Ankara savcılıktan bir karar çıkarttık,
servis sağlayıcısının bilgileri vermesini içeren bir yazı. Bilgileri aldık.
Bursa’da bir telefon numarası çıktı. Telefonun sahibini de adresini de
bulduk...
-Hatırladım,
gazeteler televizyonlarda haberleri çıktı, o pornocu cemaatçi öğretmen olayı..
Taner
Topsakal: Cemaatçi rehber öğretmen, adı: Özgen İmamoğlu isimli bir şahıs... Bakan adına
bir görevlendirme ile 10 kişilik bir ekip olarak gittik Bursa’ya. Müdürümüzün
adı Mutlu... Sıkı bir şekilde tembih etti. Çok hassas konu. Kimseye
bahsedilmeyecek. Eşleriniz bile duymayacak. Bursa Emniyet müdürü Reşat
Altay’dı. Ona da ne için geldiğimizi söylemedik, rahatsız bile oldu hatta.
-Eee
sonra...
Taner
Topsakal: Özgen İmamoğlu hakkında araştırma yapmaya koyulduk. Geçmişine baktık.
Gördük ki cemaate bağlı bir okulda rehber öğretmenlik yapıyor. Daha önce
Gaziantep’te zihinsel engelli çocuklarla ilgili bir devlet okulundaymış...
Sonra bağlantılı olduğu şahıslara baktık. Bir kuruyemişçi bir de şekerlemeci esnaf
var. Onunla sıkı irtibatta olduğunu gördük. O siteye, o dükkandan da girilmiş.
Esnaf da cemaatten birisiydi...
-Hem
himmet topluyor hem çocukları düzüyorlar yani...
Taner
Topsakal: Bu sapık tek katlı evde oturuyor. Evin karşısında şansımıza bir inşaat
var. Müteahhidine dedik ki, ‘karayollarından geliyoruz, karşıda yolun
yoğunluğunu ölçeceğiz, müsaade eder misin? Gerekirse kira filan de veririz...’
Zaten hava şartları kötü inşaat da durmuş. Etrafta kimse yok yani. Bu arada
Bursa Emniyeti bizden huylandı. Onlar da bizi takip ediyor... Komedi...
-Eee,
polisler polislere karşı birbirinize mi girdiniz...
Taner
Topsakal: Komedi. Köşe kapmaca oynuyoruz. Etrafa soruyoruz çaktırmadan, herkes
‘çok iyi adamdır, çocuklara ücretsiz ders verir’ filan diyor. Gerçekten de
evine sürekli 10-11 yaşlarında çocuklar geliyor. Bir çocuk geliyor. O
içerdeyken başka çocuk gelirse içeri almıyor. Çocuk ısrarla zile basarsa camdan
‘yarım saat sonra gel’ diye bağırıyor. Çocukları tespit ettik.
‘Bu
çocuklarla mülakat yapalım’ dedik ama sıkıntılı bir iş. Hem psikolojileri
açısından hem olayın gizlenmesi açısından…
-Sonra
Taner?
Taner
Topsakal: Bir pedagog bulduk, bir hanım. Operasyonla ilgili bilgi verdik. Bir
senaryo hazırladık. Resmi yazıları yazdık. Çocukların okuluna gittik. ‘Milli
Eğitim Bakanlığı’ndan geliyoruz testler yapacağız’ diyerek. Tabii asıl Özgen
İmamoğlu’nun (cemaatçi sapığın) evine girip çıkan çocuklara odaklanıyoruz.
Uzman bize, bir rapor hazırladı: ‘Bu adam bu çocuklara tecavüz edecek, henüz
etmemiş ama hazırlanıyor. Küçük küçük istismarlara başlamış. Beyinlerini de
hazırlıyor’.
-Tecavüze
hazırlandığını nasıl anladınız?
Taner
Topsakal: Mesela ders çalışırken ‘hadi biraz dinlenelim’ diyor. Bilgisayar da
çok yaygın değil o zamanlar çocukların ilgisini çekiyor. Ekranda oyun oynarken
birden porno bir resim çıkartıyor. Çocuk şaşırıyor, bu gülüyor filan. Görüntüler
genelde çocuk pornosu, erkek çocuk pornosu... O görüntü sanki çok normalmiş
gibi davranıyor. Aşama aşama yapıyor bunları. Zaten kendisini sevdiriyor.
Hediyeler alıyor, derslerine yardım ediyor...
FETHULLAH’IN
KİTAPLARI HER YERDE
-Eee
sonra?
Taner
Topsakal: Bir ay takip ettik. Neden uzattınız derseniz ailelerin infialini
dikkate alıyoruz. Bir de cemaat mensubu ya... Cemaat ‘bize çamur atıyorsunuz’
demesin diye, hiç hata olmasın istiyoruz... ‘Suçüstü yapabilir miyiz?’
derdindeyiz. Sonunda yüzün üstünde bir polis ekibiyle operasyona karar verdik.
Biz eve girinceye kadar delilleri yok eder diye endişeleniyoruz. Her sabah aynı
saatte evden çıkıyor. Kapısının önüne çıktığında... Bursa Ahlak Büro Amiri
Hakan Yüksel koluna girdi. Dondu kaldı...
-Kıskıvrak
yakalandı…
Taner
Topsakal: Gözaltına alındığını söyledi. Taşkınlık yapmadı, sonra Mutlu müdür
koluna girdi, ne için geldiğimizi biliyor musunuz, dedi. Bu (sapık) ‘evet
biliyorum’ dedi... CD‘ler, fotolar, artık onların peşindeyiz. Eve girdik aramaya
başladık. Cemaat’in Fethullah’ın kitapları sağda solda. Ve çekyatın altında bir
çanta... İçinde belki binlerce çocuk pornosu görüntüsü... CD’ler var, çıktılar
alınmış... Bilgisayarını aldık, sildiği dosyalara ulaştık. Binlerce görüntü.
-Kurtulma
şansı kalmadı...
Taner
Topsakal: Sorun şu ki bizim mevzuatımızda bu ağır suç değil, mevzuatın
‘kabahatler’ bölümünde düzenlenmiş. Gülünç bir parayla yırtabilir. İçimiz
içimizi yiyor. Biliyoruz bu adam sapık, ama adama tırnağımızı geçiremiyoruz...
-İyi
de kanıtlarıyla yakaladınız işte...
Taner
Topsakal: Dur ağbi, avukatları akın etmeye başladı. Bir anda 5-6 avukat. Birisi
de abisi. Kötü davranışlar tersleşmeler başladı. Sanki haksız hukuksuz bir
operasyon yapmışız gibi. Bu arada görüntüleri incelemeye devam ediyoruz.
Gaziantep’teki okulda da yapmış, duştaki çocukları çekmiş. Bir yandan
avukatlarla boğuşuyoruz. Biri geliyor diğeri gidiyor. ‘Yargısız infaz
yapıyorsunuz’ diye bağırış çağırış... Biri de ‘siz bu cemaat’i karalamak için
yapıyorsunuz, sizinle hesaplaşacağız’ diyor...
İNSANIN
MİDESİ KALDIRMIYOR
-Eee
sonra...
Taner
Topsakal: Tam o sırada ağbi, inanılmaz bir şey oldu, yukarıdan bağırtı sesleri
geldi. Baktık, bizim kaset seyretsin diye koyduğumuz memur... ‘Acil gelin’ diye
bağırıyor... Çıktık yukarı. Özgen İmamoğlu, engelli çocuklara tecavüz ediyor...
Alenen fiili livata...
-Filme
almış, çocukları düzerken kasete almış, kaydetmiş…
Taner
Topsakal: Sekiz dokuz ayrı çocuğa ayrı ayrı... Hatta bir tane bebe var iki
yaşında çocuğa...
-Ya
ne diyorsun sen ya…
Taner
Topsakal: Ağbi sıkı dur, bir de Özgen İmamoğlu’nun (sapık) yeğeni var, ona da
tacizde bulunuyor. Üstelik misafirlikte. Çocuk uyurken gitmiş, soymaya
çalışıyor filan çocuğu... Midemiz kalktı, kustuk ağbi, bildiğin kustuk, bu
görüntülere dayanılır mı ağbi, kustuk...
-Eee
Taner?
Taner
Topsakal: Bu da sorguda bir şeyler anlatıyor, psikolojik terimler kullanıyor,
neymiş ‘geriye dönüş hastalığıymış...' O da kendisini çocuk zannediyormuş zaman
zaman... İşte öyle oyunlar oynuyormuş... Ama artık sorgunun da bir hükmü yok.
Kasetler elimizde kapı gibi maddi deliller. Gittik yanına, ‘bulduk’ dedik,
gösterdik, o dakikadan sonra sustu, kitledi kendisini...
-Ee
mahkeme?
Taner
Topsakal: Dur ağbi, avukatlar sardı etrafımızı, ‘siz cemaate komplo
kuruyorsunuz’ diye yeri göğü yıkıyorlar. ‘Gel’ dedim avukata, 'sana bir şey
göstereyim. Kaset 90 dakika sürüyor ama 10 dakikadan fazla dayanıp izleyecek
misin?...' Gene de izletmedim. Görüntülerden çıktı aldım. Özgen İmamoğlu, net,
çocuk net, fiili livata net. Bağıran adam gördü... Gözleri doldu. Kağıtları
ters çevirdi. Şunları söyledi... ‘Özür dilerim, cemaat’in imamları bizi
çağırdılar. Bize karşı bir iftira kampanyası başlatıldı. Öğretmenimize iftira
atıyorlar. Gidin kurtarın. Ona istinaden geldik. Olayın bu boyutlarını bilmiyorduk’
dediler...
-Avukatlar
davadan çekildiler mi?
Taner
Topsakal: Hayır ağbi, beş avukat vardı, üçü böyle dedi. Ama ikisi, birisi Özgen
İmamoğlu’nun (sapığın) ağbisi. Onlar devam ettiler. Görüntüleri gördükleri
halde, hala hakaret diklenme... ‘Ben hem abisi hem müvekkiliyim, görmek
istiyorum müvekkilimi’ dedi... İtiraz ettim...
-Avukatlığına
güveniyor…
LİNÇ
ETMEYE GELDİLER
Taner
Topsakal: ‘Siz avukatlığını yapamazsınız çünkü siz de mağdursunuz’ dedim,
şaşırdı... Sonra cinsel taciz görüntülerini izlettim. ‘Bakın’ dedim, ‘mağdur
çocuklardan birisi de sizin çocuğunuz... Sizin evinizde yapmış bunu...'
-Çıldıracağım...
Taner
Topsakal: Avukatın karısı da yanındaydı, kadın görüntüleri görünce düştü
bayıldı. Adam da şok oldu. Aldılar götürdüler. Bir daha hiç görmedim onları,
müşteki de olmadılar.
-Ee
Taner?
Taner
Topsakal: Olay patladı. Gelen giden il müdürü ortalık fena karıştı. Kamuoyu
duyunca halk galeyana geldi. Bursa emniyet müdürlüğünün önünde beş-altı bin
kişi. Linç etmek istiyorlar. Mutlu müdür ‘Çok hassas operasyon, hakaret
istemiyorum’ dedi. Fiske değmeyecek. Bir polis arkadaşımızın annesi TV’den
görmüş, oğlunu arıyor, ‘Ona bir tane vurmazsan hakkımı helal etmem’ diyor.
Gitti müdüre, müdürüm, annem hakkını helal etmem diyor bir tane vurmam lazım,
gitti bir yumruk attı.
Adliyeye
çıkarttık, fırıldaklar başladı. Fezlekeyi psikolog hanımın raporuna yaslıyoruz,
görüntüler de var. Çocukları çağırmaya başladık. İlk tuhaflık, Ağır Ceza
bakması gerekirken Basın Savcılığına verildi iş. Neyse basın savcısı geldi,
okudu, dosyalara baktı, çocukları çağırdı...
Savcıya
'ne yapacaksınız’ dedik, ‘çocukların ifadesini alacağım’ dedi... ‘Böyle sorgu
olmaz, çocuklara testlerle filan yaklaştık, hem zaten psikoloğun raporunda her
şey var. Maddi deliller de var.’ Savcı tersledi bizi. ‘İşime karışmayın’
dedi... Soruları kendisi önceden hazırlamış. Aynen şu kelimelerle soruyor: ‘Özgen
İmamoğlu sana cinsel istismarda bulundu mu?’ Şimdi bunu sorduğu çocuk 12
yaşında. Çocuk istismarı ne bilir. ‘Yok bulunmadı’ diyor. Bu arada emniyete
gelen Özgen İmamoğlu’nun avukatları, zaten öğrencilerin yakınlarını, ailelerini
bağlamışlar. Çocuklarla yapılan uzman mülakat raporları var... Biz istiyoruz ki
çocuklar en az hasarla kurtulsun. Gerekirse gelmesin, müşteki bile olmasın.
Uzman psikolog böyle ifade alınır mı diyerek isyan etti, bağıra çağıra çıktı
odadan...
Mutlu
müdürle biz girdik içeri. Müdür, savcıya resmen hakaret etti. ‘Sen ne yaptığını
sanıyorsun, neyin peşindesin?’ diyerek. O da dedi ki: ‘Ben savcıyım,
ifadelerini alıyorum...’ İfadeyi aldık baktık, kargacık burgacık ismini yazmış
altını da imzalamış. Oysa temel kuraldır hukukta 12 yaşındaki çocuğun ben
şikayetçiyim ya da değilim deme durumu yok, onun adına babası annesi gelir
ifade verir, şikayetçi olur veya olmaz...
GÖRÜNTÜLERİ
YOK ETTİLER
-Ve
cemaatle savaş başladı…
Taner
Topsakal: Cemaat bu işin üzerini kapatacak. Bir yolunu bulup kurtaracaklar
eminiz. Mutlu müdür, Adalet Bakanlığı'nı aradı, biz arıyoruz. Tanıdığımız hakim
savcı bulalım telaşındayız. Yok olmadı... Savcı çocukların ifadesini o şekilde
aldı... Bir yolunu bulup kurtaracaklar...
-Eee
Taner?
Taner
Topsakal: Biz Ankara’ya döndük... Bir hafta on gün geçti. Bursa Cumhuriyet
Savcılığı daha doğrusu Bursa Mahkemesi ‘Bursa’da yaşanılan olaylarla ilgili,
cinsel istismarla ilgili, delil tespit edilmediğini, zaten bu konuda hiçbir
mağdurun şikayetçi olmadığını, delil görüntülerde şahsın daha önce çalışmış
olduğu Gaziantep ilindeki okul öğrencileri olduğu için, olay yerinin Gaziantep
olması sebebiyle dosyanın Gaziantep Mahkemesine gönderilmesi, yetkisizlik
kararı verilmesi’, doğrultusunda bir açıklama yaptı. Özgen İmamoğlu da
Gaziantep’e gönderildi. Gaziantep Mahkemesi de ‘delil bulunmadığı’ gerekçesiyle
bu sapığı tahliye etti.
-Film
yeni başlıyor yani…
Taner
Topsakal: Şok olduk. Hakimi aradık. ‘bunu nasıl tahliye edersin...’ Hakim gelen
dosyaların içinde bir şey olmadığını. Şikayetçi bulunmadığını. Sadece
ifadesinin gönderildiğini söyledi. Kasetleri hatırlattık. '13 tane tecavüz
görüntüleri de var’ dedik. ‘Yok’ dedi, 12 tane geldi bana onlarda da parkta
filan çocukları çekmiş. Bunda bir şey yok ki... Resmen kaseti yok etmişler.
Mutlu müdür ta başından kasetleri yok ederler diye kopyalar çıkartmıştı.
-Eee
sonra Taner?
Taner
Topsakal: Bir sabah işe geldik, bu işe bakan kim varsa çekmecesi zorlanmış,
bazısı kırılmış, görüntüleri aramışlar. Ama hiçbirimiz görüntüleri büroda
tutmuyorduk zaten...
ANA
HABER’DE YAYINLANDI
-Kasetleri
basına verseydiniz?
Taner
Topsakal: Aynen öyle yaptık ağbi, duyarlılıkları artsın neyin haberini
yaptıklarını bilsinler diye görüntüleri olduğu gibi basına verdik... Belki
hatırlayanlar çıkar... Defne Samyeli Show TV Ana Haberi sunuyordu o günlerde de
yeni anne olmuştu. Bununla ilgili haberi okurken hüngür hüngür ağlamıştı. ‘Ben
bu görüntüleri izledikten sonra kendime gelebileceğimi zannetmiyorum. Zaten
yayınlayabilmemiz mümkün değil. Böyle bir adamın serbest bırakılmasından ben
insan olarak utanıyorum’ demişti…
-Hatırladım…
Taner
Topsakal: Burası şahsi yorumum ağbi, Samyeli’nin o tepkisi cemaatin husumetini
çekti, 2014 yerel seçimlerine gidilirken ‘Defne Samyeli ile Recep Tayyip
Erdoğan’ın ilişkisi olduğu, muta nikahı kıydıkları’ haberleri çıktı, bu bir
kanaat his...
-Ne
oldu bu sapığa sonra...
Taner
Topsakal: Kaçtı gitti. Facebook’tan yazdığı bir yazıyı okudum, yazıda
Kırgızistan ve Kazakistan’da olduğundan, cemaat oraya kaçırmış, orada görev
vermiş...
DAVALAR
BAŞLADI
-Senin
başına ne geldi Taner?
Taner
Topsakal: Bu anlattığım olay sadece giriş ağbi, bir küçük fragman, asıl olaylar
şimdi başlıyor, bunlar ipimi çekti, Nuh Mete Yüksel davasını bilirsin, ona
kumpas kurdular, sonra beni, o zaman Ergenekon davaları başlamamıştı, önce
meşhur Atabeyler davasına sonra Sauna davasına bağladılar...
-Anlaşıldı
Taner, bunları anlattığın kitabı gönder bana, konuştuklarınla orada
söylediklerini aynen düzeltip bu röportajı tamamlayayım, şimdi ne yapıyorsun
nasıl geçiniyorsun?
Taner
Topsakal: Meslekten attılar, işsizim, irili ufaklı bir çok iş denedim başaramadım,
elde var sıfır, beni atanların bir yarısı hala emniyette... Afedersin eşim
hizmetçilik yapıyor, bütün gelirim bu...
-Kitabın
çıkmış hikayeyi baştan sona anlatmışsın ama olsun kamuoyu bir daha benim
sütunumda okur.
Tabii
Taner önce cemaatin resmi avukatlığını yapan CHP’li Atilla Kart okusun
hikayeni…
Cemaatin
bu resmi avukatlarını Halk TV ekranına çıkartanlar okusun...
Mehmet
Altan’ları grup toplantısında özgürlük şampiyonu yapıp CHP’lilere Mehmet Altan
ismini alkışlatan genel başkanları okusun…
Sonra
Taner, Silivri’ye koşup, bu dosyaları görmeyip cemaat TV’lerinde onlarca yıl
ahkam kesenleri fikir özgürlüğü kahramanlığı yapan CHP’li vekiller okusun...
“BEN
DE CEMAATÇİYDİM”
Taner
Topsakal: Bir daha unutmadan söyleyeyim ağbi, bu sapığın davasına başladığım
güne kadar ben de cemaatçi tabir edilen polislerdendim, bu davayla hayatım,
fikirlerim, inançlarım, dünyam değişti...
-Sağol
Taner, cesaretin için onurlu duruşun için sağol...
Taner
Topsakal: Ağbi bir gün gel sana ‘rüya imamlarını’ anlatayım...
-Rüyaların
da mı imamı var…
Taner
Topsakal: Ağbi, rüya imamları, cemaatte kim rüya görürse bütün rüyaları dinler,
notlarını alır, bu rüya kullanılmaz, bu rüya işe yarar diye tasnif eder...
Tabii cemaatçi çocuklar ağbilerin gözlerine girmek için sıkı rüyalar
anlatırlar, rüya imamı bu rüyaları tek tek toplar...
-Taner
kardeşim, benim ODA TV’deki yazı sütunum bitti, sen bu ‘rüya imamını’ Kemal
Kılıçdaroğlu’yla tanıştırsan...
Sen
bu rüya imamını Cemaatin resmi avukatlarını Halk TV’ye çıkartanlara anlatsan...
Taner
Topsakal: Tam on sene sürdü davam ağbi, on sene, hukuki prosedürler bitti, biz
bittik, kimse duymadı bizi, hiç kimse sesimiz olmadı, on sene süründük hala
sürünüyoruz, sonunda beraat ettik, ama hala göreve dönemedik… Nihat
Genç...............
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder