Karanlık paranın evrenine açılan Panama kanalı
Alman kökenli Panamalı avukat Jürgen Mossack (soldaki) ile Panamalı roman yazarı ve avukat Ramón Fonseca, firmalarını birleştirip Mossack Fonseca şirletini kurdular. Ramon Fonseca’nın ifadesiyle ‘bir canavar yarattılar’.
AMERİKA BÜLTENİ (4 Nisan 2016)
Bir offshore hukuk danışmanlığı firmasının milyonlarca belgesi ortaya saçıldı ve dünyanın kudretli politikacılarının, zenginlerinin paralarını, kendi halklarının bilgisinden ve vergilerden nasıl kaçırdıkları ortaya çıktı. Dünya, ‘Panama Belgeleri’ skandalını konuşuyor. Sadece tek bir firmanın belgelerinin ayna tuttuğu bu manzara, paranın karanlık evreninde olan bitenlerin büyüklüğü hakkında da bir fikir veriyor. Paranın paralel evreninin dünyası ilk kez bu ölçüde aralandı. Ve bu aralıktan sızanlar bir domino etkisi yaparak çok daha düşünülemez boyutlara gidebilecek bir süreci tetikleyebilir.
İşte yeni başlayanlar için Panama Belgeleri hakkında bir klavuz:
Panama Belgeleri nedir?
Dünyanın en gizemli firmalarından biri olan ve dünyanın 200 ülkesinden şirketler, işadamları, uyuşturucu tüccarları, politikacılar ve mafya üyelerinin kendi ülkelerinden gizledikleri parayı, onlar adına vergiden ve denetimden uzak ‘offshore’ cennetlerinde yöneten Panama merkezliMossack Fonseca hukuk firmasının, yaklaşık 40 yıllık banka işlemleri, müşteri bilgileri ve iletişim arşivindeki 11 milyonu aşkın belgesinin medyaya sızdırılmasıdır.
Belgelerin ilk bölümü yaklaşık 1 yıl önce Alman gazetesi Süddeutsche Zeitung’e (SZ) sızdırıldı.SZ’nin açıklamalarına göre sonraki aylarda sızdırılan belge sayısı çok daha büyüdü. Sonunda 2,6 terabyte büyüklüğe ulaşmasıyla, gazetecilik tarihinde üzerinde çalışılacak en büyük çaplı sızıntı belge yığını oluştu. Bu kadar büyüklükteki bir belgeyi incelemek için bir gazeteciler konsorsiyumu aylarca çalıştı ve belgelerin SZ ve İngiliz gazetesi The Guardian’da önceki gün yayınlamaya başlamasıyla dünyada ‘karanlık para’ için de yeni bir dönem başladı. Büyük bankalar, hukuk firmaları ve varlık yönetimi şirketlerinin, dünyanın aralarında devlet liderleri, politikacılar, ünlüler, işadamları, uyuşturucu kaçakçıları, mafya liderleri, FIFA yetkilieri ve benzerlerinin de olduğu güçlü, ünlü isimlerinin mal varlıklarını nasıl karanlıkta yönettikleri ilk kez bu çapta belgeleniyor.
Mossack Fonseca nedir?
Mossack Fonseca, dünyanın kudretli ve zengin kişilerinin sahip oldukları parayı ülkelerinin kayıt sisteminden kaçırmak için vergi cenneti olarak adlandırılan sistemlerde kurdukları offshore firmaları, onlar adına yöneten aracı bir hukuk firması. Panama merkezli ama dünya geneline yayılmış 40 ofisinde 500’i aşkın görevli çalıştırıyor. Kıbrıs’tan İsviçre’ye, Nevada’dan Virgin Adalarına kadar birçok vergi cennetinde yatırım operasyonları var. Teknik olarak dünyanın dördüncü büyük offshore yatırım aracılığı hizmeti veren firması. Yaklaşık 300 bin şirketi vekaletle yönetiyor. Çok güçlü bir İngiltere bağlantısı var. 300 bin şirketin yarısından fazlası İngiliz denetimindeki offshore cennetlerinde.
Paranın karanlık evreninde muazzam büyüklükte parayı yöneten firma, Alman kökenli Panamalı avukat Jürgen Mossack ile Panamalı yazar ve hukukçu Ramón Fonseca’nın ortaklığıyla yönetiliyor. Mossack’ın 1977 yılında Panama’da kurduğu hukuk firması ile Fonseca’nın sahibi olduğu hukuk firması 1986 yılında birleşti. Fonseca daha sonra gazetecilere yaptığı bir şakada bu birleşme hakkında, ‘beraber bir canavar yarattık’ şeklinde konuşacaktı.
Firma, dünyanın en kudretli isimlerine hizmet verdiği halde bugüne kadar dikkat çekmeden düşük profilli kalmayı başardı. Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyomu’nun (ICIJ) derlediği bilgilere göre Jürgen Mossack 1948’de Almanya’da doğdu. 1960’larda ailesi beraber Panama’ya göç etti. Babası İkinci Dünya Savaşı sırasında bir SS subayıydı. Ancak daha sonra itirafçı olarak ABD hükümetine çalıştı. Küba yakınlarındaki Panama’daki komünist aktiviteler hakkında CIA’ye casusluk yaptı.
Mossack Fonseca, aslında son yıllarda medyanın ilgi alanına girmeye başlamıştı. Hakkında yapılan haberler ve söylentiler firma etrafında yoğun bir şüphe bulutu oluşmasına neden olmuştu. Economist dergisi 2012 yılında Mossack firmasıyla ilgili bir haberinde, ‘ağzı sıkı Mossack Fonseca’ nitelendirmesi yapmıştı. Fırtınanın yaklaşmakta olduğunu farkeden Mossack Fonseca firması 2012 yılında ‘online tanıtım hizmetleri’ veren Mercatrade S.A. firmasına başvurarak, Mossack Fonseca isminin, internet arama motorlarında, İngilizce ve İspanyolca dillerindeki 12 kara kelimeyle birlikte anıldığı bütün linklerin arama motorlarından kaybedilmesi hizmeti satın aldı. Bu kelimeler: “Lavado de dinero (para aklama), lavado de activos (faaliyet aklama), evasión fiscal (vergi kaçırma), fraude fiscal (vergi yolsuzluğu), Delito(suç), Trafico de armas (silah ticareti), Money Laundering (para aklama), Tax Evasion (vergi kaçırma), Tax Fraud (vergi yolsuzluğu), dirty money (kara para), ‘scandal’ ve ‘escándalo’.
Mossack Fonseca firması imajını düzeltmek için aynı yıl bir yandan da dünyanın en güçlü halkla ilişkiler firması olan Burson-Marsteller ile anlaştı. Burson-Marsteller, örneğin Arjantin, Romanya, Endonezya eski diktatörleri veya insan sağlığını ve doağl çevreyi tehlikeye sokan büyük skandallara imza atmış firmaların uluslararası imajını ‘aklama’ çalışmalarıyla da biliniyor.
Ancak bu çabalar yetmedi ve birçok ülkede Mossack Fonseca’nın faaliyetlerine yönelik sıkı incelemeler başladı. Offshore cennetlerinden biri olan İngiliz Virgin Adaları, 2012 ve 2013’te, ülkenin kara para aklama yasalarını çiğnediği gerekçesiyle firmaya para cezası kesti. Alman hükümeti 2015’te Commerzbank’ın Frankfurt’taki ofis ve özel mülklerine baskın yaptı. Brezilya’da bu yıl, ‘Araba Yıkama Operasyonu’ adı verilen ve Latin Amerika tarihinin en büyük yolsuzluk skandalına dönüşmekte olan kara para ve rüşvet soruşturmasında en önemli hedeflerinden biri Mossack Fonseca. Soruşturma savcılığı, ülkenin birçok önde gelen işadamının, başta devletin petrol şirketi Petrobras’ın ihalaleri olmak üzere ihaleleri ve iş sözleşmelerini paylaştıklarını, anlaşmalı olarak fiyatları yükselttiklerini, bu şekilde elde ettikleri artı paradan politikacılara pay verdiklerini ve hep beraber zenginleştiklerini iddia ediyor. Savcıya göre Mossack Fonseca firmasının Brezilya şubesi de bu ilişki ağından doğan kara paranın offshore cennetlerinde aklanmasında önemli rol oynuyor.
Mossack Fonseca, bir başka vergi cenneti olan ABD’nin Nevada eyaletindeki faaliyetleri nedeniyle de son dönemde artan oranda yargısal işlemlerin hedefi oluyor. Mossack Fonseca’nın burada yargılanan bir alt şirketi ile ‘hiçbir bağı olmadığı’ iddiası ise sızan belgelerdeki talimatları ve email yazışmaları ile çürüdü. Mahkeme yargıcı da Mossack Fonseca’nın bu konudaki ‘ilişkimiz yok’ iddiasını reddetti. Mahkeme belgelerine göre Mossack Fonseca’nın, Nevada eyaletinin kumarhaneler şehri Las Vegas’ta en az 123 alt şirketi var. Bunlardan bazıları ise Arjantin eski devlet başkanının ülkedeki yolsuzluklardan elde ettiği serveti yakınlarını kullanarak, Mossack Fonseca aracılığıyla kurdurduğu paravan şirketler.
Belgelerde neler var?
Yaklaşık 40 yıllık süreyi kapsayan 11,5 milyon belgede dünyanın 200’den fazla ülkesinden insanla irtibatlı 214 bin offshore varlığının detayları var. Belgelerin yayınlanan ilk bölümündeki kişilerden en az 140’ı dünyaca ünlü politikacılar. 12’si ise eski veya mevcut devlet başkanı. Suudi Arabistan Kralı da var, İzlanda ve Pakistan’ın başbakanları da… Ukrayna devlet başkanı da…
İsimlerden 33’ü ABD’nin İran ve Kuzey Kore amabargolarını ihlal, Meksika uyuşturucu savaşı ile irtibatları veya Hizbullah gibi örgütlere yardımları nedeniyle ABD’nin kara listesinde yer alanlardan oluşuyor.
En çarpıcı ifşalardan biri de aralarında HSBC, UBS ve Société Générale gibi bazı büyük küresel isimlerin de olduğu 500’den fazla bankanın, offshore cennetlerinde müşterileri için Mossack Fonseca aracılığıyla, iz bırakmayacakları 15 binden fazla offshore şirketi kurduklarının ortaya çıkarılması.
Kudretli politikacıların para ile dansı
Panama Belgeleri, bir çok kudretli politikacının, doğrudan veya yakınları aracılığıyla kişisel paralarını ülkelerinden nasıl sakladıklarını da sergiliyor. Örneğin İzlanda kabinesinin üçte ikisinin offshore yatırımı olduğu ortaya çıktı. Yine İran ve Rusya gibi uluslararası ambargoya muhatap olmuş ülkelerin bu ambargoyu deliş yönetmleri hakkında da çok sayıda veriye ulaşılmış oldu. Bu konuda önümüzdeki günlerde çok daha fazla belgenin ortaya çıkmasıyla adeta küresel bir fırtına oluşabilir.
Sızan belgelere göre ‘offshore’ cennetlerinde hangi devlet başkanlarının parası var?
– Arjantin devlet başkanı Maurichio Macri
– Gürcistan eski başbakanı Bidzina Ivanishvili
– İzlanda Başbakanı Sigmundur Gunlaugsson
– Irak eski Başbakanı Ayad Allawi
– Ürdün eski Başbakanı Ali Ebu El Ragheb
– Katar eski Başbakanı Hamad bin Jassim bin Jaber Al Thani
– Katar eski Emiri Hamad bin Khalifa Al Thani
– Suudi Arabistan Kralı Salman bin Abdulaziz
– Sudan eski devlet başkanı Ahmed Ali al-Mirghani
– BAE Emiri Khalifa bin Zayed bin Sultan Al Nahyan
– Ukrayna eski başbakanı Pavlo Lazerenko
– Ukrayna Devlet başkanı Petro Boroshenko
Aile üyeleri ve yakınları offshore yatırımcısı olan bazı devlet liderleri ise şunlar:
– Azerbaycan devlet başkanı İlham Aliyev’in eşi, çocukları ve kız kardeşi
– Çin eski Başbakanı Li Xiaolin’in kızı
– Rusya devlet başkanı Putin’in çocukluk arkadaşları Arkady ve Boris Rotenberg
– Rusya devlet başkanı Putin’in çok yakın arkadaşı Sergey Roldugin
– Suriye devlet başkanı Beşşar Esad’ın kuzenleri Rami ve Hafez Makhlouf
– İngiltere Başbakanı David Cameron’un babası Ian Cameron
– Mısır eski devlet başkanı Hüsnü Mübarek’in oğlu Alaa Mubarak
– Fas Kralının özel sekreteri Mounir Majidi
– Pakistan Başbakanı Nawaz Şerif’in çocukları Mariam Safdar, Hasan ve Huseyin Nawaz Şerif
– Gana eski devlet başkanının oğlu John Kufuor
– Malezya Başbakanı Necib’in oğlu Mohd Nazifuddin Majid
– Arjantin eski devlet başkanı Krichner’in özel yardımcısı Daniel Munoz
– Meksika devlet başkanının favori ihalecisi Juan Armando Hinojosa
– İspanya eski kralının kız kardeşi Pilar de Borbon
– Fildişi eski devlet başkanının kişisel yardımcısı Jean-Claude N’Da Ametchi
– Güney Afrika devlet başkanı Zuma’nın yeğeni Clive Khulubuse Zuma
– Gine’nin eski diktatörünün karısı Mamadie Touré
ICIJ nedir?
ICIJ, Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu’nun (International Consortium of Investigative Journalists) orijinal adının kısaltması.
60 ülkeden 160 gazetecinin, derinlemesine soruşturulması gereken haberleri soruşturmak için 1997 yılında Kamusal Dürüstlük Merkezi (Center for Public Integrity) bünyesinde kurduğu bir işbirliği. Hükümetlerin suistimalleri, sınıraşırı suçlar ve yolsuzlukların ifşası ve yönetimlere hesap sorulması yönünde bir gazetecilik dayanışması. ICIJ ekibinin haber dosyları, dünyada aralarında BBC, International Herald Tribune, Le Monde (Fransa), El Mundo (İspanya), Trouw (Hollanda), El Pais(İspanya), Folha de Sao Paulo (Brezilya), Le Soir (Belçika), Novaya Gazeta (Rusya), South China Morning Post (Hong Kong), Stern (Almanya), The Guardian (İngiltere), The Sunday Times (İngiltere), Proceso (meksika), the Huffington Post (ABD), The Age ve The Sydney Morning Herald ‘ın da (Avustralya) olduğu birçok önde gelen yayın organında yayınlanıyor.
Kendisine belgeler sızdırılan Süddeutsche Zeitung gazetesi bir süre sonra belgelerin altından kalkamayacağı kadar çok olduğunu görünce, diğer benzeri haberlerde işbirliği yaptığı ICIJ’den yardım istedi. 78 ülkeden 107 medya organizasyonu belgelerin çözümüne katıldı.