NET HATA NOKSAN-HAYALET PARA
“Net hata noksan” yani İngilizce adı ile “Net errors and
omissions”
Ne İngilizcesi, ne Türkçe’si bize bir şey ifade etmiyor.
Bana göre; hukukta, ekonomide, siyasette ve kamu yönetiminde
mahsus böyle yapıyorlar ki kimse bir şey anlamadan yutturup gitsinler diye.
Ve öyle de oluyor.
Netice ve özet olarak, net hata noksan “nereden gelip,
nereye gittiği belli olmayan” para imiş.
Millet “kara para” diyor da, bana göre “hayalet para”.
ŞÖYLE DÜŞÜNELİM:
Her bireyin ve her ailenin bir gelir gider hesabı vardır. Ay
sonunda oturulur ve hesap yapılır. Aile bireylerinin gelirleri alt alta yazılır
toplanır. Sonra giderler düşünülür, alt alta yazarak toplanır. Böylece o ay
içinde, insanların ne kadar para kazandığı ve ne kadar harcadığı görülür.
Bu hesap genellikle “-” eksi bakıye verir.
İnsanlar borca girmiştir. Kredi kartlarıyla harcamalar
yapılmıştır ama ödenmemiştir. Yapılması gereken bir sürü iş, alınması gereken
bir sürü şey vardır ama alınamamıştır.
Biraz tartışma ile aile bireyleri suratları asık bir şekilde
yatmaya giderler.
Pek az olarak da, bazı aylarda, gelir; giderden fazla
gözükür. Yani ellerinde para olacaktır ama bu para bulunamaz. Hatırlanmayan
yerlere harcanmıştır. Aile bireyleri gene biraz tartışırlar, sonra unuturlar.
Pek ender olarak da, artan para ortadadır. Yani keyifleri
yerindedir ama bu paranın harcanacağı kırk türlü yer bulunur. Hesap gene
tutmaz.
Devletin hesabı da böyledir.
Şu farkla ki; devletin hesabı senelerden beri, nereden
geldiği, ne olduğu bilinmeyen miktarda fazla vermektedir. Hem de öyle, üç beş
kuruş değil; milyar dolarlar.
Üç, dört seneden beri artarak yükseliş gösteren bu giriş,
şimdiye kadar Türkiye Cumhuriyetinde görülmeyen bir seviyeye yani “rekor’a”
yükselmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) 2015 yılı Temmuz
ayına ilişkin ödemeler dengesini açıkladı. Yılın ilk altı ayında Türkiye’ye 9
milyar dolar kaynağı belli olmayan nakit girişi (Net hata noksan) olmuş.
“Böyle hataya can kurban” diyeceksiniz ama durum öyle değil.
BİR BAŞKA HESAP
Deminki aile hesabına dönelim ve biraz değişik bir gözle
bakalım:
Ay sonunda aile bireyleri oturur, gelir gider hesaplarını
yaparlar. Bakarlar ki, büyük harcamalar yapılmıştır. Gene de ortada fazladan
para vardır. Gelirleri bu kadar değildir. Gelirlerinden fazla para
harcamışlardır. Gene de ellerinde çok fazla para vardır. Ekonomik tabiri ile
ortada tam bir “Net hata noksan” söz konusudur. Bu para nereden geldi diye birbirlerinin
yüzlerine bakarlar. Koca, biraz sıkılarak, biraz da övünerek “Geçen ay büyük
bir ihale yapmıştık, ihaleyi alan firma ‘şey yaptı’ da” der. Paranın kaynağı
bulunmuş, insanlar rahatlamıştır. Şimdi bu parayla gidilecek yerler, alınacak
yerler düşünülür.
Bir ay sonra tekrar hesaba oturulur. Gene fazla para
çıkmıştır. Herkes döner ve aile reisi kocaya bakar. Baba bu defa, ellerini
çaresiz bir şekilde açar. Birbirlerine bakarlar. Anne biraz mahcup, sıkılarak
söz alır : “Geçen ay biriyle tanıştık ‘şey oldu’ da” der.
SÖZÜM MECLİSDEN DIŞARI…
İşte net para girişi, böyle bir net noksan neticesi oluşur.
İşin şaşılacak bir diğer yönü de; bu net hataya sebep
olanların halen görevde ve başda olmalarıdır.
Net hata noksan hesabının “pozitif” olması, ülkeye hangi
kalemler aracılığı ile ne olduğu bilinmeyen bir döviz girişini gösterir.
Net hata noksan kaleminin “negatif” olması ise hangi
kalemler ile ve ne olduğu bilinmeyen bir döviz çıkışını gösterir.
Bu “net girişin” bir de “net çıkışı” olacaktır. Zira para
babaları; satın aldıkları yerde, bütün değerleri tükettikleri ve ortada satın
alacak bir şey kalmayınca bavullarını toplar giderler.
Bir gün, bir sabah, kalkmışsınız bakmışsınız ki ortada
yalnızca “şey” kalmış.
***
Av.A.Erdem Akyüz