TUZ KOKARSA NE
OLACAK
Nevzat Laleli
Mak. Müh. – Yazar
Güncel
olaylar yazı serisi...
Tuz, kokma ihtimali olan bütün
yiyecek maddelerini koruyan ve saklayan bir maddedir.
Hiç olmayacak bir şeydir
ama besinlerin kokmasını önleyen bu madde kokarsa, artık yapacak bir şey yoktur.
SARI BASIN KARTI!..
Bu girizgâhı Devletin Basın
mensuplarına verdiği ve genellikle “Sarı
Basın kartı” olarak isimlendirilen ve sizin bir basın mensubu olarak birçok
yere girmenizi ve haber almanızı sağlayan bir kart için yapıyorum.
Devletin basın konularını takip eden
Başbakanlığa bağlı “Basın Yayın ve
Enformasyon Genel Müdürlüğü” adında bir birimi var. Bu Genel Müdürlüğün de
“Basın kartları dairesi”
bulunmaktadır. Bu dairenin, bir basın mensubuna basın kartı verebilmesi için
yönetmelik gereği bir komisyonunun (Basın kartları komisyonunun) onayı olması
gerekir.
Genel
Müdürlük Başbakanlığa bağlı olması ve her an siyasi davranması ihtimaline
karşılık, bu komisyonda TGC (Türkiye Gazeteciler Cemiyeti) ile TGS (Türkiye
Gazeteciler Sendikası) üye bulundururlar. Hem de bunlar, komisyon kararlarını
kendi istedikleri istikamete yönlendirebilecek çoğunluğa sahip idiler.
Şimdi
Genel Müdürlüğün tüzükte yaptığı bir değişikle, Basın kartları komisyonuna
Televizyon sahiplerinden de temsilci alma yolunu açtı. Ama bu uygulama,
Gazeteciler cemiyeti ile sendikasının komisyonda ki üye sayısını azalttı. Böylece
de komisyonda söz haklarını yitirmiş oluyorlar.
Ortalık
birbirine giriyor. Bunlar basın mensubu olduklarından ve ellerinde hatırı
sayılır medya gurubu var. Haberler, yorumlar, açık oturumlar hep bu konu
üzerine yoğunlaşıyor. Dün (30.08.2015) bir gazetenin haberin de; “TGC ve TGS,
Basın kartları komisyonundan çekildi” diye resimli bir haber yer aldı.
KOMİSYONUN MARİFETLERİ
Ben
1969 da İstanbul’da münteşir (yayınlanan) Bizim Anadolu Gazetesinin Ankara büro
elamanı ve muhabiri olarak çalışmalara başladım. Şu anda da aynı gazetede ve
onun internet sitesinde yazılarım yayınlanmaktadır.
1971-72
yılları arasında Halide Nusret Zorlutuna’nin kızı Emine Işınsu Okçu’nu
yayınladığı Ayşe Dergisi ile Mekin Samancı’nın yayınladığı Defne edebiyat
dergilerinin idare amirliğini ve yazarlığını yaptım. Galip Erdem ve Arif Nihat
Asya ile birlikte çalıştım.
Bu arada
değişik gazetelere yazı da yazıyordum.
1992
yılı Mart ayında ilk sayısı çıkardığım “Gençlik
dergisi” ile çocuk dergisi “Kıvılcım
dergisini” yayınlamaya başladım. Bu dergilerin sahipliğini ve yazarlığını
yaptım.
Bir
taraftan da bu dergileri bünyesinde yayınladığı MGV A.Ş. nin yönetim kurulu
başkanlığı ile Genel Müdürlüğünü yapmaktaydım. Aynı anda Milli gençlik Vakfı
Genel Başkanlığı yapmakta olduğum da sizlerin malumudur. Bu dergilerin aylık
tirajı 20.000 + 20.000 = 40.000 lere ulaştı.
Bu arada
Basın kartı alabileceğim, bunun için gerekli şartları sağladığım arkadaşlarım
tarafından bana söylenince 14.07.1993 tarih ve 7569 alındı numarası ile Basın
Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğüne bir dosya ile başvurdum.
Dosyam
Genel Müdürlük yetkililerince incelendi. Genel Müdürlük, bekleme süresi ile
ilgili hiçbir sorun olmadığı halde eksik evrak varsa tamamlanması isteniyor,
ben onu tamamlıyorum. Dosyam Basın Kartları Komisyonuna havale ediliyordu.
Ben
de kendi kendime diyorum ki, “Genel Müdürlük incelemesini geçince, komisyonda nasıl
olsa Basın Mensupları üyeleri var, kendileri gibi basın mensuplarını korurlar, oradan
haydi haydi geçer.” Ama dosyam komisyonda bir türlü kabul görmüyor ve her
seferinde bir yazı ile “basın kartı
talebimin reddedildiği” bildiriliyordu.
Basın
kartları komisyonu da her an toplanmıyor. Zannederim üç ayda bir toplanıyor.
Bir dilekçe ve Basın Kartları Beyannamesi ile yeniden başvuruyorum. Gene
reddediliyor.
Bu
reddedilişin sebebi nedir diye o zaman TGS Başkanı Nazmi Bilgin’i ziyaret ettim
ve kendisiyle tanıştıktan sonra, “Basın kart talebimin reddedilmesinin sebebi nedir?”
dedim. O bana sadece; “Uygun
görülmemiştir” cevabını verdi. Uygun görülmeyişinin sebebini açıklamadı.
Ben kendisine;
Nazmi
Bey, siz Erzurumlu imişsiniz. Yani bir Anadolu çocuğusunuz. Ben de bir Anadolu
çocuğuyum. Basın Yayın Genel Müdürlüğü dosyamı size gönderirken inceliyor ve
komisyon huzuruna eksiği olmayan bir dosya olarak sunuyor. Eğer dosyada bir
eksik olsa, onlar size bu dosyayı sunmazlar. Ama siz komisyon olarak her
başvurumu reddediyorsunuz. Bu yaptığınız siyasi tarafgirliktir. Benim Milli Gençlik Vakfı genel Başkanı olmamı,
red sebebi sayıyorsunuz ve tabii partizanlık yapıyorsunuz, dedim.
Güya
basın mensuplarının haklarını korumak adına komisyonda yer alan ve söz sahibi
olanların, ne kadar küçük düşündüklerini ve kendi fikirlerinde olamayanları
nasıl diskalifiye ettiklerini üzülerek gördüm. Ve bu olaylar karşısında,
inancımızdan gelen bir davranışla adaletle davranabilen tek fikir sahiplerinin
bizler olduğu bir kere daha tespit ettim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder