PROF. ALEKSANDR DUGİN'DEN TÜRKİYE'YE ÖNEMLİ UYARI:
ABD YÜKLENECEK B PLANI YAPIN
Türkiye’yi 15
Temmuz darbe girişiminden bir gün önce “Orduda hareketlilik var” diye uyaran
Rus filozof Prof. Aleksandr Dugin, KIMI “Putin’in
başstratejisti -hatta beyni-”, kimi “Rus dış politikasının mimarı” diyor.
Foreign Policy Dergisi’ne göre Putin, Erdoğan ve Trump’ı birbirine bağlayan
adam... “Kim bu?” dediğinizi duyar gibiyim. Prof. Dr. Aleksandr Dugin’in ta
kendisi. Türkiye, Dugin ismini jet krizi ve darbe girişimi nedeniyle duydu.
Türkiye’yi darbeden bir gün önce “Orduda hareketlilik var” diye uyardığı
herkesin malumu. Peki 40’tan fazla kitap yazan, Uluslararası Avrasya
Hareketi’nin liderliğini yapan bu filozof kim? Yukarıda sıraladıklarımızın
hangisi? Ve neden Türkiye’yle yakından ilgileniyor? Yanıtlar için Dugin’e
ulaştık. Rus stratejist, Türkiye’yi yeniden uyardı ancak bu kez darbe değil ABD’den
geleceğini iddia ettiği ekonomik yaptırımlara karşı...
- Resmi
göreviniz yok. Sizi nasıl tanımlamalıyız? Putin’in danışmanı mı, yoksa
stratejistlerinden biri mi? Önce filozofum.
Etki yaratmanın en iyi yolu fikirler. Hükümetle de bu fikirler aracılığıyla bağ
kuruyorum.
‘FİKİRLERİMİ
DOĞRUDAN PUTİN’E ANLATIYORUM’
- Rus dış
politikasını etkileyenlerden biri olduğunuz söyleniyor. 90’larda ne
dediğimle Putin’in göreve geldikten sonra neler yaptığını bir karşılaştırın,
benzerliği göreceksiniz. Fikirlerimi aktarmamın değişik yolları var, Putin’le
kişisel olarak görüşmek bunlardan biri.
- Independent
Gazetesi, “Çok zeki bir filozof. Ancak çılgınlık ve deha arasında” yorumu
yapmış. Ne dersiniz? Başkalarından
farklı şeyler söylediğiniz zaman hemen deli yaftasını yapıştırıyorlar.
Normallik sıkıcılıksa, deli olarak görülmeyi tercih ederim.
- O zaman
Türkiye’den bir benzetmeyi sorayım. Doğu Perinçek’le kıyaslanıyorsunuz...
Ona saygı
duyuyorum. Çok zeki bir siyasi. Türkiye’de hak ettiği değeri bulamadı.
Türkiye’yi daha önce hep Rusya’nın düşmanı olarak düşünürdüm. Ama Perinçek ve
2000’lerin başında tanıştığım ona yakın askeri elitler fikrimi değiştirdi.
Bambaşka bir Türkiye -Kemalist, egemen, NATO’nun maşası olmayan- keşfettim.
Dugin ve
Perinçek,
90’lardan beri görüşüyor
90’lardan beri görüşüyor
‘PERİNÇEK VE BEN
DERİN DEVLETİZ’
- Hâlâ
Perinçek’in hak ettiği değeri bulamadığını düşünüyor musunuz? Perinçek hapse
bile atıldı. Darbe gecesi çok netti, şunu söyledi: “Kötü adamlar, iyi adamları
yenmeye çalışıyor.” Darbeyle mücadele etti. Tabii ki şimdi daha fazla saygı
görüyor. Fikir ayrılıkları var ancak Sayın Erdoğan’a, devletine çok bağlı. Eğer
Perinçek’i Türkiye’nin derin devletinin adamı olarak tanımlarsanız, ben de
kendi ülkemin vatansever derin devletini temsil ediyorum. (Türkçe söylüyor) Paralel
devleti değil.
‘TÜRKİYE’NİN
BATI’YLA İTTİFAKI SONA ERDİ’
- Türkiye,
Atlantik’le ittifakının sonuna mı geldi? Kesinlikle evet.
Irak’ın işgali ve ABD’yle yaşanan krizin ardından (Tezkere krizinden
bahsediyor), Ankara yeni tehlikenin Batı olduğunu anladı. Batı, Türkiye’yi
arasına almak istemiyor. ABD,
Kürtleri destekleyerek Türk ulus devletine tehdit oluşturuyor. Erdoğan, hem
Müslümanlar hem Batı’yla ittifak yaptı. Sonuç? Darbe girişimi... ABD darbeyi,
İslamcı ideolojiyi, FETÖ’yü kullanarak organize etti. Davutoğlu’nun Suriye
politikası da bir başka örnek. Yine İslamcı ve Batıcı fikirlerin karışımıydı.
İşlerin geldiği nokta Erdoğan’a Batı’yla ilişkilerin bittiğini gösterdi.
- “ Rusya, Türkiye’yi NATO’dan
uzaklaştırırken, kendi etki alanına sokmaya çalışıyor” diyenler de var. Putin,
Türkiye’yi kendi tarafına çekmeye çalışmıyor. Batı, Türkiye’yi itiyor.
Erdoğan’ı darbeyle indirmeye çalıştılar.
- Neden? Çünkü Erdoğan
jet meselesi nedeniyle özür dilemiş ve Rusya’yla ilişkileri onarmıştı. Batı’nın
gözünde onlara ihanet etmişti.
‘ERDOĞAN NE
KADAR BAĞIMSIZSA O KADAR BATI’NIN HEDEFİ’
- Yani Putin’le
yakınlaşma darbenin nedeni miydi? Hem o hem
Erdoğan’ın bağımsız politikaları. Erdoğan ne kadar çok özgür olmak isterse, o
kadar çok Batı’nın hedefi oluyor. Eğer Türkiye tek parça kalmak istiyorsa bunu
Batı kampının içinde yapamaz. Meclis’e o bombaları Rusya yağdırmadı.
‘JET OLAYI
HÜKÜMET İÇİNDE BATI YANLISI GRUBUN İHANETİYDİ’
- Jet olayı
sonrasında ilişkilerin onarılmasındaki rolünüz konusunda çok şey yazıldı.
Sizden dinlemek isterim. Perinçek’e yakın
bazı askerlerden oluşan bir delegasyon, uçağın düşürülmesinden hemen sonra
Moskova’ya geldi.
- Aralarında
İsmail Hakkı Pekin de vardı... Evet.
Delegasyon, jetin düşürülme emrini Erdoğan’ın vermediğini, hükümet içerisinde
Batı yanlısı bir grubun ihanetinin söz konusu olduğunu söyledi. Türk elçi de
Rusya’yla iletişim kanalını açmam için benden yardım istedi. Rusya, Türk
tarafının söylediği şeyleri araştırdı. Daha sonra martta Ankara’da Erdoğan’a
yakın isimlerle görüştüm. Erdoğan’ın Putin’e mektubundan sonra Türkiye’ye
gittim. Amacım, “Dikkatli olun. Bu önemli adım, komployu organize edenleri
harekete geçirecektir” demekti. Sonra darbe girişimi oldu.
‘PUTİN’İ ERDOĞAN
KONUSUNDA İKNA ETTİM’
- Putin’i
Erdoğan konusunda ikna eden siz miydiniz? Evet,
yardımlarım oldu çünkü savaşın eşiğine gelmiştik! Ama başkanımız öyle ikna
edilecek birisi değil. Putin, rasyonel ve realist biri. Eğer bazı konuda
deliller varsa, değerlendirir.
‘PUTİN’İ DARBEYİ
DESTEKLEMESİ İÇİN İKNAYA ÇALIŞTILAR’
- CIA’nın darbe
girişimi için 2 milyar dolar harcadığını iddia ediyorsunuz. Neden başarısız
oldular? Türk ordusunu
hafife aldılar. Ergenekon ve Balyoz’dan sonra orduda Erdoğan’ı destekleyecek
kimsenin kalmadığını düşündüler. Fakat ordudaki Kemalistler Erdoğan’ı
destekledi. CIA ayrıca o gece Rusya ve Türkiye arasındaki iletişim kanallarını
kesmeye çalıştı.
- Ne yaptılar? Putin’i Türkiye
karşıtı bir pozisyon almaya iknaya çalıştılar. Erdoğan’dan başka bir liderin
daha iyi olacağını, iç savaş çıkacağını ve Rusya’nın bu savaşı kendi lehine
kullanabileceğini söylediler. CIA Putin’in etrafındaki etkili isimleri organize
etti. Fakat Putin ikna olmadı. Çünkü bu Türkiye’nin sonu demekti. Daha önce
söyledim, darbe sonrası için Kürtler isyan çıkarma hazırlığı yapmıştı.
- Yeniden böyle
bir girişim olur mu? Bence olmaz.
Başka yollar kullanacaklardır çünkü hâlâ yüksek pozisyonlarda CIA’ya bağlı
kişiler var ama organize olmaları kolay değil.
‘ABD ZAYIF
NOKTANIZI KULLANMAYA ÇALIŞACAK’
- FETÖ’nün
miadını doldurduğunu ve ABD’nin yeni bir maşa örgüt bulacağını iddia
ediyorsunuz. Ne olabilir? Pek çok faktörü
bir araya getirecekleri bir strateji izleyeceklerini düşünüyorum. Mesela etnik
çatışma, ekonomik-sosyal tehditler, siyasi ve askeri elit içerisinde Erdoğan
karşıtı huzursuzluk yaratmak. Amerikalılar bütün zayıf noktaları kullanmaya
çalışacaktır.
- Zarrab
davasını da bu çerçevede değerlendirebilir miyiz? Kesinlikle bütün
ekonomik ilişkileri kullanacaklar. Sürekli saldırı altında olacaksınız. İran’a,
Rusya’ya yaptırım uygulanıyor. O kadar eminim ki Türkiye’ye de yaptırım
uygulayacaklar. Ekonominizi kurtarmak için B planı yapmalısınız.
‘RUSYA, ABD’DEKİ
SEÇİME MÜDAHALE ETTİ’
- “Trump’ın
kampanyasına Rusya yardımı” soruşturması derinleşti. Rusya müdahale etti mi?
Trump’ın azil süreci başladı mı? Evet etti ama
Trump lehine değil. Rus oligarklar, Clinton’u destekledi. Amerikalılar,
soruşturmayı derinleştirdikçe Rusya’nın Clinton’un kampanyasına destek
verdiğini bulacaklar. Kendi kazdıkları kuyuya düştüler. Bence Trump’ı
azledemeyecekler. Çünkü iç savaş demek. ABD önümüzdeki 3 yıl paralize. Büyük
şans, iyi kullanmalıyız.
‘ASIL HEDEF
KARLOV DEĞİL ERDOĞAN’DI’
- Elçi
Karlov suikastı, jetle başlayan sürecin devamı mıydı? Kesinlikle.
Rusya’nın tepkisi tabii ki bu sefer farklı oldu. Düşünebiliyor musunuz; elçisi
öldürülüyor ve Rusya hiçbir şey yapmıyor. Çünkü her şey gayet açıktı. Asıl
hedef elçi değil Erdoğan’dı. CIA mı kullandı bilmiyorum ama FETÖ’nün yaptığı
açıktı. Erdoğan’a güveniyoruz ve artık Rusya’yı Erdoğan’a karşı provoke etmek
kolay değil.
- “Türkiye
2000’lerde Batı’nın tek alternatif olmadığını gördü” dediniz. O süreçte
Ergenekon ve Balyoz başladı. Davalar bu kesimi FETÖ eliyle tasfiye etmek için
mi organize edildi? Kesinlikle.
- Adınız
iddianamede geçiyordu.
Çünkü
Türkiye’de, benim de görüştüğüm, Avrasyacı fraksiyonları hedef alıyorlardı.
Rusya’yla ilişkileri kesmek de bir başka amaçlarıydı. Aynı şekilde İran ve
Çin’le de... Ergenekon’dan önce sadece Perinçek değil Süleyman Demirel, Rauf
Denktaş gibi isimlerle de görüştüm.
- Darbe
girişiminde Ankara’daydınız. Bir gece önce, “Türk ordusunda bir hareketlilik”
olduğunu Ankara’ya söylediniz. Bilgiyi nereden aldınız? Bazı şeyleri
söylemem doğru olmaz. Ama tabii ki Rus istihbaratı var. Aldığım bilgiyi doğru
analiz ettim.
- O gün neler
yaşadınız? Darbe gecesi çok
geç saatte Türkiye’den ayrıldım. Esenboğa Havaalanı’ndaydım. Rusya’yla iletişim
halindeydim. Beklemek zordu çünkü kimin kazanacağı belli değildi. Beni de takip
ettiklerini biliyorum.
- Darbe
gerçekleşseydi başınıza ne gelirdi? Erdoğan ya da
Perinçek’in başına ne gelirse, benimkine de o gelirdi. Dugin, AK Parti
grup toplantısında Başbakan Yıldırım’la
‘ABD,
KÜRDİSTAN’I ÖNCE SURİYE’DE KURMAK İSTİYOR’
- YPG meselesi
de ABD’yle büyük sorun... İran, Türkiye,
Rusya, Suriye ve Irak... Hepimiz bir araya gelir ve Kürtlere onları tatmin
edecek bir şey önerirsek kendi güvenliğimizi sağlarız. Kürt kimliğini
bastırmamalıyız. Çünkü biz böyle yaptıkça ABD’nin ve İsrail’in eline
düşüyorlar. İyi savaşıyorlar; Amerikan emperyalizminin kuklası olmalarını
engellemeliyiz.
- Nasıl bir
çözüm? Öncelikle Suriye
tek parça kalmalı. Tüm azınlıkların hakları garanti altına alınmalı. Suudi
Arabistan ve Katar düşüşte. Tüm kartlar elimizde. Hep birlikte ABD’ye
“Yaptıkların için teşekkürler, Ortadoğu’dan git” demeliyiz. Bu Suriye ve Kürt
meselesinin çözülmesinin tek yolu.
- Bu nedenle mi
Rusya, YPG’yi Astana sürecine katmak istiyor?
Türklerin
itirazını anlıyorum. Ama Rusya’nın Kürtlerle her türlü ilişkisi Türkiye’nin de
çıkarına.
- Barzani,
referandumda ABD’nin sessiz kaldığını söyledi. Neden?
ABD yönetimi
kaos içerisinde. Trump var; bir yanda Amerikan derin devleti, diğer yanda
Kürtlere destek veren küreselciler duruyor. Amerikalılar bence kesinlikle
bağımsız bir Kürdistan’a destek verdi ama Irak’ta değil. Kürdistan’ı Suriye’den
başlatmayı tercih ediyorlar. Barzani anladı, pek hoşlanmadı.
- Önce mi
davranmak istedi? Aslında
Barzani’nin asıl amacı hemen bağımsız olmak değildi. Bağdat’la pazarlık
masasına güçlü oturmak istediler.
- Fakat
topraklarının neredeyse yarısını kaybettiler... Evet, sanırım
savaşmaktan korktular. Amerikan yönetimindeki kaosun kurbanı oldular.
- Rusya’dan
süreçte bağımsızlığa karşı çıkan sert açıklama duymadık... Çünkü Kürtler
konusunda çok dikkatliyiz. Onlar üzerindeki etkimizi artırmaya çalışıyoruz.
- Tabii ki
petrol çıkarlarınız da var. Evet taktiksel
davranıyoruz. Fakat Irak’ın parçalanmasını istemiyoruz. Putin, ayrılıkçılıktan
nefret eder. Bu nedenle Erdoğan ve Esad’ın da yanında duruyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder