30 Haziran 2017 Cuma

"AKP (Adalet & Kalkınma Partisi) ve EĞİTİM", Yalçın KOÇAK - 18. Dönem Sakarya Milletvekili

AKP (Adalet [!] & Kalkınma [?] Partisi) ve EĞİTİM...
Yalçın KOÇAK
18. Dönem Sakarya Milletvekili
Bir adam ne kadar çok şeyi değiştirebiliyor. AK Partinin Sağlıkta ki başarısının arkasında Dr. Hasan Çağıl ve ekibinin non stop mesaisiz çalışmalarının olduğunu bilenlerden olarak, marifete iltifat ederek bize yakışanı yapıyoruz.
Peki eğitimde 6 eğitim bakanı, 8 müsteşar ve yaz, boz eğitim sistemleriyle yerinde sayan en önemli bakanlığımız. Zig zaglarla kaybedilen yıllar, adeta eski cemaat, şimdinin terör örgütünün sera bahçesi beslenip semirdiği ve tonlarca bastırılan Kitaplarıyla finansman temin ettikleri bakanlık burası. Bizim Cizvitlerin kozalandığı çöplükleri burası. Bakanları ile Müsteşarları ile, YÖK başkanları ve sayısız müdür, genel müdür ve naylon akademisyenleriyle cizvit karargahıdır Eğitim camiası, geleceğimizi satan iblislerin, hainlerin yuvasıdır burası.
Adalet ve Güvenlik kurumlarından ByLock'çular önce açığa sonra depoya alınırken, üniversitelere bildirilen isimleri rektörler sadece görevden uzaklaştırarak çapsızların yapacağı bir meslek dayanışması sergiliyorlar, adam kayırıyorlar. Üniversite camiamızda hangi hocalarda ByLock çıktı, KHK ile kovulan var mı? Kriptolar iş başında, herkes dosyalanmış; görevdekiler tehdit ve şantaj ile cizvitlerin istek ve işlerine boyun eğdiriliyor, biline.
YÖK İMAMI KİM? 
Sorumuza hala cevap yok!..
Üçüncü Bin yıla girdik, henüz daha başındayken Eğitim ve modelleri konusunda ciddi stratejik plan kararları almalıyız.
Eğitimde her parti istediği değişikliği yapamamalı bırakın parti farklılığını AK Parti’nin bakan ve müsteşarları birbirinin yaptıklarını yıkmakla meşgul oldular, bir arpa boyu yol gidilmediği gibi 72 ülke içinde 39. Sıradan 50. Sıraya geriledik, Millet olarak günahımız ne? Çocuk yapın diyen bir Başkanımız var, sözünü yere düşürmemişiz, geleceği kurtarmak adına üremişiz ama basiretsiz ve liyakatsiz yönetim kadroları ve eğitilmeye muhtaç eğitimcilerle sistem iflas noktasında.
Başkan Millet vazifesini yaptı, çapsız, tabsız ve kabı bozuk adamları, kravatı yemek peçetesi gibi takanları dijital okur yazar olmayanları sistemden temizlemelisiniz.
Pisa 5. si Finlandiya Eğitim Sistemini verimlilik adına değiştiriyorken biz ne yapıyoruz? Bakan değiştiriyoruz. Çözüm mü? Hayır?
Dünya da yapay zeka eğiticilik işine de soyunacak, ön almalı; inisiyatif kullanmalıyız.
Dijital dünya da okur yazar olan öğretmenlerle, çocuklarımız geleceğe hazırlanmalı.
Ders konuları, Müfredatlar yarınlar için ucu açık olmalı,
Geçmişe fener tutularak Tarih tekraren yazdırılmalı, ön Türkler, Etrüskler, Pelasklar muhakkak okutulmalı.
Öğrenciler kabiliyetlerine göre çap’lanmalı,
Geliştirilen melekelerine göre sınıflandırılmalı,
Okul modellerimiz dijital çağın gereklerine göre dizayn edilip projelendirilmeli,
Sanal gerçeklik ile; müzelerimiz, Uygulama eğitimlerimiz, Tarih ve Coğrafya derslerimiz tamamlanmalı,
Sanayi tesislerimizle içli dışlı eğitim modelini finanse etmeliyiz. Sanayicilerimiz eğitime dahil olmalı sektörün istediği elemanın yetiştirilmesine çözüm ortağı yapılmalıdır,
Okulda geçen zamanla, tatilin kısalığı, ödevlerin bolluğu ile akademik başarının sağlanamayacağı ispatlanmışken bu yanlışlardan, doğrusu tespit edilecek sisteme dönülmelidir.
Eğitim psikologları yetiştirmeliyiz, hem de çok sayıda. Teknik bilimlerde dahi Sosyoloji öğretmeliyiz, (tabi kendi adamlarımız; İbn-i Haldun gibi, Cemil Meriç gibi)
Azınlık Liselerimiz ile KiLise'lerinin ara kapı ile birbirine nasıl bağlı olduklarını görmeden okullarımızda ki dini eğitime karar da veremeyiz, tarafta olamayız. Birinin modeli illaki yanlış?.
Önce ahlak, sonra eğitim. Ahlaksız ve eğitilmiş bir adam toplumunda, dünyanında tehlikesidir.
Proje tabanlı öğretim modeliyle 21. Yüzyıl Türkiye’sinin kabiliyetlerini yetiştirerek, bekamızı sağlamalıyız. Ülkenin ve geleceğimizin bu sorununun bu günden görünmesi gerektiğine dair ikazi mahiyette ki yazımızın kaale alınması dileğimizi yineliyoruz.
Çocuklarımıza; Globalizm'in sivri dişlerinden, Kapitalizmin sömürüsünden nasıl kurtulacaklarını öğretirken bağımsızlıklarını nasıl koruyacaklarını, Vesayetsiz devletin,  İcazetsiz demokrasinin ve Bürokrasisiz bir ülkelerinin olmasını istiyorlarsa Düşünmeyi öğrenmekle, anlamayı öğrenmekle işe başlayabileceklerini öğretmeliyiz.
Kıtalar arası değil, Gezegenler arası dolaşabilmenin, disiplinler arası eğitim ve öğretim modeliyle gerçekleşeceğini, öğrenen, sorgulayan ve talep eden talebelerle Üçüncü binin Türk asrı olacağını anlatmalıyız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder