Yalçın KOÇAK
18. Dönem Sakarya Milletvekili
Bir adam ne
kadar çok şeyi değiştirebiliyor. AK Partinin Sağlıkta ki başarısının arkasında
Dr. Hasan Çağıl ve ekibinin non stop mesaisiz çalışmalarının olduğunu
bilenlerden olarak, marifete iltifat ederek bize yakışanı yapıyoruz.
Peki eğitimde 6
eğitim bakanı, 8 müsteşar ve yaz, boz eğitim sistemleriyle yerinde sayan en
önemli bakanlığımız. Zig zaglarla kaybedilen yıllar, adeta eski cemaat,
şimdinin terör örgütünün sera bahçesi beslenip semirdiği ve tonlarca bastırılan
Kitaplarıyla finansman temin ettikleri bakanlık burası. Bizim Cizvitlerin
kozalandığı çöplükleri burası. Bakanları ile Müsteşarları ile, YÖK başkanları
ve sayısız müdür, genel müdür ve naylon akademisyenleriyle cizvit karargahıdır
Eğitim camiası, geleceğimizi satan iblislerin, hainlerin yuvasıdır burası.
Adalet ve
Güvenlik kurumlarından ByLock'çular önce açığa sonra depoya alınırken,
üniversitelere bildirilen isimleri rektörler sadece görevden uzaklaştırarak
çapsızların yapacağı bir meslek dayanışması sergiliyorlar, adam kayırıyorlar.
Üniversite camiamızda hangi hocalarda ByLock çıktı, KHK ile kovulan var mı?
Kriptolar iş başında, herkes dosyalanmış; görevdekiler tehdit ve şantaj ile
cizvitlerin istek ve işlerine boyun eğdiriliyor, biline.
Sorumuza hala cevap yok!..
Üçüncü Bin yıla girdik,
henüz daha başındayken Eğitim ve modelleri konusunda ciddi stratejik plan
kararları almalıyız.
Eğitimde her
parti istediği değişikliği yapamamalı bırakın parti farklılığını AK Parti’nin
bakan ve müsteşarları birbirinin yaptıklarını yıkmakla meşgul oldular, bir arpa
boyu yol gidilmediği gibi 72 ülke içinde 39. Sıradan 50. Sıraya geriledik,
Millet olarak günahımız ne? Çocuk yapın diyen bir Başkanımız var, sözünü yere
düşürmemişiz, geleceği kurtarmak adına üremişiz ama basiretsiz ve liyakatsiz
yönetim kadroları ve eğitilmeye muhtaç eğitimcilerle sistem iflas noktasında.
Başkan Millet
vazifesini yaptı, çapsız, tabsız ve kabı bozuk adamları, kravatı yemek peçetesi
gibi takanları dijital okur yazar olmayanları sistemden temizlemelisiniz.
Pisa 5. si
Finlandiya Eğitim Sistemini verimlilik adına değiştiriyorken biz ne yapıyoruz?
Bakan değiştiriyoruz. Çözüm mü? Hayır?
Dünya da yapay
zeka eğiticilik işine de soyunacak, ön almalı; inisiyatif kullanmalıyız.
Dijital dünya da
okur yazar olan öğretmenlerle, çocuklarımız geleceğe hazırlanmalı.
Ders konuları,
Müfredatlar yarınlar için ucu açık olmalı,
Geçmişe fener
tutularak Tarih tekraren yazdırılmalı, ön Türkler, Etrüskler, Pelasklar
muhakkak okutulmalı.
Öğrenciler
kabiliyetlerine göre çap’lanmalı,
Geliştirilen
melekelerine göre sınıflandırılmalı,
Okul
modellerimiz dijital çağın gereklerine göre dizayn edilip projelendirilmeli,
Sanal gerçeklik
ile; müzelerimiz, Uygulama eğitimlerimiz, Tarih ve Coğrafya derslerimiz
tamamlanmalı,
Sanayi
tesislerimizle içli dışlı eğitim modelini finanse etmeliyiz. Sanayicilerimiz
eğitime dahil olmalı sektörün istediği elemanın yetiştirilmesine çözüm ortağı
yapılmalıdır,
Okulda geçen
zamanla, tatilin kısalığı, ödevlerin bolluğu ile akademik başarının
sağlanamayacağı ispatlanmışken bu yanlışlardan, doğrusu tespit edilecek sisteme
dönülmelidir.
Eğitim
psikologları yetiştirmeliyiz, hem de çok sayıda. Teknik bilimlerde dahi
Sosyoloji öğretmeliyiz, (tabi kendi adamlarımız; İbn-i Haldun gibi, Cemil Meriç
gibi)
Azınlık
Liselerimiz ile KiLise'lerinin ara kapı ile birbirine nasıl bağlı
olduklarını görmeden okullarımızda ki dini eğitime karar da veremeyiz, tarafta
olamayız. Birinin modeli illaki yanlış?.
Önce ahlak,
sonra eğitim. Ahlaksız ve eğitilmiş bir adam toplumunda, dünyanında
tehlikesidir.
Proje tabanlı
öğretim modeliyle 21. Yüzyıl Türkiye’sinin kabiliyetlerini yetiştirerek,
bekamızı sağlamalıyız. Ülkenin ve geleceğimizin bu sorununun bu günden
görünmesi gerektiğine dair ikazi mahiyette ki yazımızın kaale alınması
dileğimizi yineliyoruz.
Çocuklarımıza;
Globalizm'in sivri dişlerinden, Kapitalizmin sömürüsünden nasıl
kurtulacaklarını öğretirken bağımsızlıklarını nasıl koruyacaklarını, Vesayetsiz
devletin, İcazetsiz demokrasinin ve Bürokrasisiz bir ülkelerinin olmasını
istiyorlarsa Düşünmeyi öğrenmekle, anlamayı öğrenmekle işe başlayabileceklerini
öğretmeliyiz.
Kıtalar arası
değil, Gezegenler arası dolaşabilmenin, disiplinler arası eğitim ve öğretim
modeliyle gerçekleşeceğini, öğrenen, sorgulayan ve talep eden talebelerle
Üçüncü binin Türk asrı olacağını anlatmalıyız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder