12 Eylül’e
rahmet!...
Melih Aşık
CHP Grup
Başkanvekili Engin Altay’ın yeğeni öğretmen olarak ataması yapılmayınca özel
bir eğitim kurumunda öğretmenlik yapmaya başlamış. Çalışırken kurum el
değiştiriyor, Fetullahçılar tarafından satın alınıyor. Sonrasını Altay
anlatıyor:
– 15
Temmuz darbe girişiminden sonra okulu kapatıldı, kendisinin de öğretmenlik
sertifikası iptal edildi. Suçu, sonradan cemaatin satın aldığı okulda çalışmaya
devam etmekti.
CHP eski
Gaziantep milletvekili Yaşar Ağyüz’ün sosyal demokrat görüşlü kızı da aynı
şekilde çalıştığı kamu kurumundan uzaklaştırıldı.
15
Temmuz’dan sonra sorgusuz sualsiz işten atılanlarla ilgili CHP Milletvekili
Mustafa Balbay diyor ki: “12 Eylül döneminde devlet kurumlarından el çektirilen
kamu görevlisi sayısı 18 bin 500’dür. 1402 sayılı yasaya dayanılarak kamudan
atılanlar parmakla gösteriliyordu. Bugünkü gidişat böyle devam ederse
atılmayanlar parmakla gösterilecek. İşten atmaların bir kısmı şöyle oluyor.
Cemaatin
sendikaları veya diğer sivil toplum örgütleri binalarına yapılan baskınlarda
üye listelerinde kimin adı varsa… Gönüllü ya da mecburen üye olup
olmadıklarına… Herhangi bir suça bulaşıp bulaşmadıklarına bakılmaksızın, sadece
üye olmalarından dolayı tümünün işine son veriliyor. Bana gelen bilgiye göre
sadece Milli Eğitim Bakanlığı’ndan 100 bin kişinin atılması söz konusuymuş”.
Darbe
önleyenler geçmişteki darbeciler kadar dahi adil olmazsa ülkenin işi zordur.
Bu nasıl
barış!
Adı; Bazı
Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun Teklifi. Plan Bütçe
Komisyonu’nda önceki gün görüşülmeye başladı. Teklifin 7. maddesi için bir
maliyeci dostumuz: “Mevcut haliyle geçerse Türkiye’nin başına büyük belalar
açmaya aday” diyor. Nedenini şöyle anlatıyor:
– Madde,
“Varlık Barışı” adı altında her türlü kara paranın ülkemize sokulmasında en
küçük bir soruşturma ve kovuşturmaya tabi tutulmayacağı garantisi veriyor.
Teklif bu haliyle geçerse IŞİD ve FETÖ de dahil, her türlü terör örgütleri 3.
şahıslar üzerinden kara paralarını Türkiye’ye getirip bunu terör eylemlerinin
finansmanında rahatlıkla kullanabilecekler.
– İyi de
kara parayla mücadele için kurulmuş MASAK’ımız var?
– Gelen
paranın kara para olduğunu ortaya koyabilmek için MASAK’ın soruşturma
yapabilmesi lazım. Ama teklif buna izin vermiyor. Maddenin sakıncası bununla da
sınırlı değil. Türkiye’nin ekonomik hayatı çökebilir.
– O nasıl
olacak?
–
UNESCO’nun bünyesinde kara parayla dünya çapında mücadele yapan Mali Eylem
Görev Gücü (MEGG) diye bir birim var. MEGG Türkiye’yi “Sakıncalı ülke” olarak
ilan edebilir. Ettiği an hiçbir ülke seninle mali işlem yapamaz. Dünya ile para
transferin durur. Örneğin paran da olsa petrol ithal edemez, ihraç ettiğin
ürünlerin parasını alamazsın.
AMAN
Yalçın
Bayer dostumuz dün Hürriyet’te Fethullah Gülen’in marifetlerini sıraladıktan
sonra yazısını: “Bu ülkede kolektif suç işledik bizler” diye bitirmiş.
Aman
Yalçın.. Her yazına imzamı atarım. Ama burada dur.
Ne sen, ne
ben… Ne bu ülkenin laik cumhuriyet ilkelerine, bilim aydınlığına, demokrasiye
inanan insanları… Asla ne PKK ile masaya oturdu, ne FETÖ ile yan yana geldiler…
Cumhuriyet
mitinglerinde “Ne darbe ne şeriat”, “Türkiye laiktir laik kalacak” diye bağıran
yurtseverler dinci siyaset ve bunun üzerine kurulu ortaklıkların tehlikelerini
var gücüyle haykırıyor ama duymak istemeyen, o birliktelikten çıkar umanlar
kulaklarını tıkıyordu. Aralarında patlayan savaş Türkiye’yi bu noktaya getirdi.
Cumhuriyetçilerin ne suçu var?
Bugün
iktidara yalakalık
yapan
yandaşlardan
dün
Feto’ya methiye düzmeyen 3 kişi sayabilir misiniz?
Akif Kökçe
DARP
İstanbul
Belediyesi’nde “Paralel Yapı” ile ilişkisi olduğu gerekçesiyle 308 kişinin
işine sorgusuz sualsiz savunmasız son verilmiş. Cemaatle ilgileri, ilgi
dereceleri nedir? Açıklanmıyor ki öğrenelim…
İşe girmek
için bir Cemaatçiyi araya mı koydular? Referansları bir cemaatçi mi?
Bilmiyoruz…
Peki,
geçen yıllar içinde Cemaat’in okul, sağlık kuruluşu vs. için talep ettiği imar
kıyaklarına aracılık edenler, Cemaat ne istiyorsa verenler ne olacak?
Cemaat 1
milyar dolarlık okul ve hastane varlığına nasıl kavuştu?
Belediyede
yetkili olup bu kararları verenlerden haber yok.
Çalışanların
işine kitle halinde son vermek daha büyük sorumlulukları unutturmak açısından
da yararlı oluyor galiba!
Milliyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder