GÜMRÜK BİRLİĞİ ANLAŞMASI İLE ALDATILDIK; SATILDIK VE
SOYULDUK!..
Adnan Pelvanlar
TÜİK verilerine göre, iş aramayıp iş bulsa çalışacak
olanlarla birlikte 2015 Kasım ayı itibariyle işsiz sayımız 5 milyon 480 bin.
Fiili işsizlik oranı yüzde 18.40, gençlerde ise yüzde 19.1 oldu.
Demek ki işsizlere iş yaratacak, üretim yapacak sanayi ve
tarım kesiminde işletme sayımız yetersiz.
Çarşı, pazara baktığımızda tükettiğimiz hemen hemen tüm
mallar ithal; tahta keser-çekiç sapları, ayakkabı, çanta, elektrikli cihazlar,
beyaz peynir, bisküvi, pirinç, mısır, tütün, pamuk, iplik, et, meyve vd. Demek
ki yabancı ülkeler üretiyor, üretirken de kendi halkına iş yaratıyor. Biz ise
yabancıların mallarını alıp tüketirken, üretmediğimizden dolayı işsiziz.
Peki, neden üretmiyoruz, üretemiyoruz? İğneden ipliğe bu
malları ithal etmek zorunda mıyız? Evet, zorunda değildik ama zorunda
bırakıldık. Nedeni de Gümrük Birliği’ne üye olmamızdır.
1995’de Türkiye ile Avrupa Birliği arasında imzalanan Gümrük
Birliği Anlaşması, bize atılmış büyük bir kazıktır. Bu anlaşmayı tüm uyarılara
rağmen imzalayanlar dönemin hükümet ortakları neoliberal Tansu Çiller ve sosyal
demokrat(!!!) Murat Karayalçın’dır.
Üstelik Gümrük Birliği Anlaşması’nı, TBMM’ne getirmeden,
Meclis’te tartışmadan, Anayasa’ya aykırı olarak bir oldubittiyle imzaladılar.
GB görüşmeleri sırasında Kıbrıs Rum kesiminin AB’ye
başvurusunu, veto etme hakkımız varken, bu yetkimizi kullanmayıp, Rumlara AB
yolunu açan da sosyal demokrat(!!!) Murat Karayalçın’dır.
Türkiye, GB Anlaşması nedeniyle AB’nin belirlediği dış
ticaret politikalarına uymakla yükümlüdür. Bu nedenle, bugün Türkiye’nin bir
dış ticaret politikası yoktur. Türkiye’nin 3. ülkelerle olan dış ticaret
sözleşmelerini Avrupa Birliği, Türk makamlarına danışmadan
imzalamaktadır.
AB ile dış ticaret sözleşmelerini imzalayan Brezilya,
Meksika, Çin, Hindistan gibi ülkeler, Türkiye’ye gümrüksüz mal satabilirken,
Türkiye’nin bu ülkelere ihraç edeceği ürünlere yüksek vergi uygulanmaktadır.
Açıklaması şöyle: “Türkiye, GB üyesidir, AB üyesi değildir, bu anlaşmaya tek
taraflı uyar, sıfır gümrüklü ihracattan yararlanamaz.”
İnanması zor ama neoliberal Tansu Çiller ile sosyal
demokrat(!!!) Murat Karayalçın’ın imzaladıkları Gümrük Birliği Anlaşması’nın
içeriği işte böyle. Üstelik AB üyesi olmadan, GB üyesi olan tek ülke Türkiye.
Bu nedenle, bir taraftan ihracatımız kısıtlanırken, diğer
taraftan sıfır gümrükle gelen yabancı malların rekabetine karşı sanayimizi
koruyacak bir yapıdan yoksunuz. GB’nin 1 Ocak 1996’da yürürlüğe girdiği
tarihten bugüne son 20 yılda sanayimiz ve tarımımız önemli ölçüde gerilemiştir.
Dış ticaret açığımızın, işsizliğimizin ana kaynağı GB
Anlaşması’dır. Buna bir de AKP’nin yalnızca inşaata dayalı ekonomi ve dış
politikasındaki yanlışlar eklenince ekonomimizde büyük bir çökme yaşadık.
Bu tuzağa neden düşürüldük? 1961 anayasası, planlı ekonomi
ile sosyal devlet düzeni getiriyordu. ABD ve Avrupa bundan rahatsız oldu.
Önümüze Avrupa Birliği üyeliğini koydular. AB’ye alıyormuş gibi yaparak
içimizdeki Batı yanlılarına GB’yi imzalattılar.
Gümrük Birliği Anlaşması’nı destekleyenler; Atatürk
Türkiye’sinden rahatsız olanlar ve Batı ile işbirliği yapan büyük holdinglerdi.
Ayrıca, GB Anlaşması’na destek veren bölücü örgütler ve PKK idi.
Çünkü Türkiye, AB’ye tek yanlı bağlandıkça ve AB
boyunduruğuna girdikçe emellerini gerçekleştirebileceklerini düşünüyorlardı.
1 Ocak 1996’da Gümrük Birliği’ne katılmamızın bedeli çok
yüksek olmuştur. Türkiye’nin, Mustafa Kemal Atatürk ilkelerine bağlı yeni bir
yol çizme zamanı gelmiştir. Başka çaremiz yoktur.
NOT: Avrupa’yı çağdaş(!!) bir dünya olarak duyuran
Kılıçdaroğlu, Murat Karayalçın’ı da nedense yanından hiç eksik etmedi!
Kaynak:
Prof. Dr. Erol Manisalı, Türkiye’nin Askersiz
İşgali: “Gümrük Birliği” - Truva Yayınları - 2006
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder