13 Ağustos 2016 Cumartesi

Asıl cemaat! ve bir önceki yazı: Sızıntı!.. (Ergün Diler) Ahmet Doğan ŞİMŞEK

GRUP: {HaberPOSTA} - Asıl cemaat! ve bir önceki yazı: Sızıntı!.. (Ergün Diler) Ahmet Doğan ŞİMŞEK
Yıllardır anlatmaya çalıştığımız. Cevat Rıfat Atilhan'ın gözümüzü açtığı olaylar ve kesimleri pek çoğumuz herkese anlatmaya çalıştı ama kimsenin umurunda olmuyordu. 15 Temmuz 2016 Milletimizin içerideki bölünmelerini bitirerek birlikte hareket ile İstiklal savaşımızın yolunu açtı.
Allah'ın İzni ve yardımı ile bu istiklal savaşımız inşallah zaferle sonuçlanacaktır. Artık bazı köşe yazarlarımızda kimseden çekinmeden daha açık yazmaya başladılar. Köşe yazarı Ergün Diler'in yazılarını sık sık paylaştım. Bazı arkadaşlarımız haksız yere adamı suçlayarak benim yanıldığımı ima ettiler. Halbuki yazar gayet başarılı bir istihbarat çalışması yapan bir kabiliyet gösteriyordu.
Ama zaman ve mekan kesitlerinde her şey çok da açık yazılamıyordu. Anlamak için çok yönlü irfanı açık insanlar doğrudan kendileri de takip listesine alıp takip etmeye başladılar. Sözü uzatmadan dün ve gün yazdığı çok önemli iki köşe yazısından dünkü yazının kısa yolunu yazının başına ve bu dünkü yazının tamamını da onun altına ekleyip kısa yolunu da ileri yıllarda da açabilmek için kısa yolunu yazının altına ekliyorum. Ahmet Doğan Şimşek, 
Asıl cemaat!    
Ergün Diler
Dünkü yazımdan sonra aldığım mesajı, telefonu anlatamam. İzmir'li olarak benden bunları yazmamı bekleyenler olduğunu bilseydim çoktan yazardım!
Bilemedim. Atlamışım...
Gelişen olaylar karşısında bir gazeteci olarak YAŞADIKLARIMIZI deşifre etmeye özen gösteriyorum.
Arka planı göstermeye çabalıyorum. Ama bu YAPI ile ilgili yazılacaklar henüz yazılmadı. İşin garibi BÜYÜK GERÇEKLE ilgili kimse bir şeyler söylemek de istemiyor.
Dün de altını çizdiğim gibi kimsenin nereden geldiği, hangi soya mensup olduğu beni ilgilendirmez. İnsan insandır. Ama eğer ülke karışmışsa, kardeş kardeşe silah çekmişse, uçaklarımız bize bomba atmışsa, tanklar bizi hedef olarak seçmişse, masum savunmasız insanlar infaz edilmişse iş başka!
Beni üzen insanlarımızın çok şeyi bilmemesi... Canımı yakan bu!
Neden göremediğimizi de bilmiyorum. Belki ben İZMİRLİ olduğum için avantajlıyım. 13- 14 yaşında bu işi çözmüştüm.
Ama rahmetli babam, taze meyve sebze almaya bayılırdı. Ve çok defa, BUCA'dan kalkıp HAVRA SOKAĞI'na giderdi. Beni de götürürdü. İlk anlamlı sorum bu olmuştu: "Neden burası HAVRA SOKAĞI?"
Karşı taraf ta KESTANEPAZARI.
Yolun hemen karşısı...
Devam edelim.
Dün Barış Manço ve eşinden söz ettim. Kimseyi kırmamak adına özen göstererek... Lale Manço'nun LALE NATO MANÇO olduğunu yazdım...
Cemaat yani cemaat olarak yola çıkan yapı, İZMİR'de temeli attı.
Muazzam bir YOL HARİTASIYLA yürüdü. Cemaatin asıl yapısına yani ÖZ'üne baktığınız zaman karşınıza bizlerin hiç bilmediği bilsek de hiç rahatsızlık duymayacağımız insanlar çıkar. Bunlar bu ülkenin asli unsurudur ve İBRANİ asıllıdır.
Hatırlayın Pensilvanya, Kasım Gülek ve Cem Karaca'yı... Belki Pensilvanya, sadece Gülek'in karşısında eğiliyordu. Bakın orada CEM KARACA vardı...
Rahmetli inanılmaz bir insandı.
Annesi Ermeni'ydi. Bizim insanımızdı.
Canımızdı. Karaca'nın BABASI ise İBRANİ asıllıydı. Rahmetli vefat ettiği zaman Üsküdar'daki İRANLILAR MEZARLIĞI'na gömüldü. Buraya herkesi defnetmezlerdi. Bir yere ait olmanız gerekirdi. Babasından dolayı orada yatıyordu! Bundan daha doğal ne olabilirdi! Sadece anlamamız için yazıyorum bunları. Eleştirmek haddim değil. Hiç öyle bir amacım da olmadı. Bilen bilir... ERGENEKON olayı patladığı zaman işin tam MERKEZİNDE çok etkili bir KUVVET KOMUTANI vardı. YAKUBİYDİ!
Çok uzun zamandır izlediğim takip ettiğim biriydi. Günlük hayat derdiyle uğraşan birinin bunu bilme ihtimali hiç yoktu. Bu KOMUTAN ta başından beri "ERGENEKON VAR!" diyerek hem etkisini hem gücünü kullandı.
İstanbul'un en güzide semtinde doğmuştu. Boğaz kıyısından gidip asker olmayı TERCİH etmişti. O çocukluğu bırakıp ÜNİFORMAYLA YAŞAYACAKTI. Bana o gün de bugün de akıllıca gelmedi. Ama GİZLİ BİR GÖREVİ VARSA BEN
ONU BİLEMEZDİM! Bu komutan, o göreve geldikten sonra ORDU zaten gitmişti! Bu yapı, ele geçirmişti. TÜRK ve MİLLİ OLANIN İŞİ ZORDU!
Ne içeri alınan askerler ne de içeri almaya giden polisler, bu gerçekleri biliyordu. İzmir'de KAPANİLER'in, YAKUBİLER'in, KARAKAŞİLER'in verdiği destek artık ORDUNUN içinden geliyordu! Herkes her şeyi normal karşılıyordu! Anlamadığım ve anlatamadığım buydu!
Peki DEVLETTE böyleydi de sporda, sanatta durum farklı mıydı?
ELBETE HAYIR!
Fenerbahçe'ye ŞİKE OPERASYONUNU KÜRESEL OLARAK ELE ALAN TEK BENDİM. O zaman futbolun içinde en etkili konumda olan ve sonra hiçbir şey olmamış gibi kenara çekilen kimdi? Neden hiç kimse ona bir şey sormadı, soramadı. Fenerbahçeliler de dahil olmak üzere kimse olayı anlamadı... AKILIN KİM OLDUĞU GÖZDEN KAÇIRILDI... ŞİKE ile Fener'in başına dert açanların HAVRA SOKAĞI ile SABETAYİZMLE ne ilgisi vardı? Kimse bakmadı... Çünkü bu ülkede her şey olur, DARBE yaşanır yüzlerce masum insan ölür ama kimse gidip bu NETWORK'e bakmazdı.
Asıl CEMAAT BUNLARDI. Kimse görmezdi... Bizim çocuklarımız birbirine silah çekerken anlamazdık. Kaybedenin sadece TÜRKLER olduğu bir oyun kuruluyordu, ıskalıyorduk...
Futboldan devam edelim...
Çok önemli bir TEKNİK DİREKTÖR...
Yetenekli olduğuna hiç inanmadım.
Göremedim de. Bir röportajında aynen şunları söylüyordu: "BANA evde kimse ismimle yani .... diye çağırmaz, IŞIK diye seslenirler..." Bilinen büyük bir gazetede çıkan röportajdı bu! Okuyan bir şey anlamıyordu! Çünkü böyle bir bilgimiz ve gündemimiz yoktu! Gazete haberlerini olduğu gibi kabul ediyorduk!
Soru sormayı bilmiyorduk...
Bu yapı SAĞ'ı muhafazakarları örgütlerken, yani hem MÜSLÜMANLIĞI hem TÜRKÇÜLÜĞÜ kullanırken diğer tarafı boş mu bırakıyordu?
Hiç değil...
Mesela SOL'u O.K. üzerinden örgütlüyorlardı... Şimdi içeride olan bazı gazeteciler aynı SOY HATTINA sahipti. SAĞ da SOL da, bunların esiri haline geliyordu.
Şunu samimi olarak kendinize sorun!
"BİR TÜRK BUNU YAPABİLİR Mİ?"
Yapamaz. Bizler MERT insanlarız.
Birini kullanmayı, sistemi ele geçirmeyi düşünmeyiz. Savaşırız ve alırız. 15 TEMMUZ'da yaptığımız buydu.
Yine olsa yine yaparız... Zaten başka hiçbir şansımız yok! Ama ben OLAYI ANLAMAKTAN YANAYIM...
Baştan beri bu oluşuma karşı çıkmamdaki neden bu!
Oradaki masum TÜRK ÇOCUKLARINA SESLENMEMDEKİ amaç da bu! Herkes düşman bildi... Önemli değil. Ama ben BU ÜLKEYİ TÜRK ÇOCUKLARI YÖNETSİN İSTEDİM... Bir göçmen çocuğu olarak başka bir arzum olmadı. Ama anlamadığımız için takıldık. Sarsıldık.
Sendeledik... Bazen "Bu yapıyı bir TÜRK kuramaz" diye yazdım.
Anlaşılacak zannettim. Yok anlaşılmadı.
Daha açık yazmak şart oldu. Yanlış anlaşılmamak için İSİMLERE girmiyorum. Yoksa herkes kendini biliyor. Ülkemin insanları ölmese, belki bu konulara yine girmezdim.
Kardeş kardeşe silah çekmese yine uzak dururdum. Ama ANLAŞILMASI ŞART... Bir TÜRK bir yerde 50 yıl kendini gizleyemez. Bu adamlar gizler.
Rakı içer, çapkınlık yapar, kumar oynar ama CEMAATÇİ olduğunu açıklamaz.
Biz yapamayız...
Bu ülkenin GİZLİ KOD'u budur...
İsrail bu nedenle güçlüdür burada.
Eğer 15 TEMMUZ başarılı olsaydı SABETAY SEVİ'nin hayali gerçekleşecekti. İsmi TÜRKİYE olan DEVLET İsrail'e bağlanacaktı... Bunu lütfen NOT edin!
Peki şimdi ne olacak?
Söyleyeyim! İçeri alınan DARBECİLER arasında 12 ÖZEL PAŞA var. Bunları asla ve kat'a içeride bırakmak istemeyecekler.
Göreceksiniz. Saldıracaklar. İsimleri lazım değil. Özellikle 10'unu kurtarmak için her yolu deneyecekler. İfadelerle, tanıklarla gelecekler... Yanan TÜRK ÇOCUKLARI olacak yine... İnanın anlatmak istediğim tek bu... SAĞ olsun SOL olsun yeter ki MİLLİ olsun.
Farklılıklarımız gücümüz. Ama küçük AZINLIK BİZİ ZİNCİRLEMEYE kalkarsa iş başka... Sizi bilmem ama ben itiraz ederim. Konu budur!Çok soru geldiği için bugünlük bu kadar... Daha fazla yazdırmayın zaten!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder