GUGUK EDEN KİM?
Yalçın KOÇAK
18. Dönem Sakarya Millet Vekili
AB eğitimini düzenleyen, bizim de kanunlaştırdığımız Lizbon sözleşmesine göre, hukuk eğitimi 3 yıllık bir eğitimdir ve 180 kredi ile belirlenir. Türkiye’de ise; işlerini kutsatarak, yaldızlı laflarla siyaset eden kara cübbeli, kara gözlüklü bir taifedir bizim hukukçularımız, ihtilallerin ve muhtıraların öncesinde cübbelerini giyip yürüyen bunlardır, her darbede nemalananlar da mevzi kazanıp, dahası var mı? diyenler de bunlardır.
Bizim eski Anayasacılığımızda Meclis hükümeti, Meclis ordusu vardı. 1960 ihtilalcileri ordu kavramını bilinçli olarak yok ettiler ( ordu, milletin ta kendisiydi) ve Türk Silahlı Kuvvetleri diye kurumsal kimliği olmayan bir kavram geliştirdiler. Barolar Birliğinin, mühendisler odalarının önündeki Milliliğimizi ifade eden, Türk ve Türkiye kavramlarını hak etmeleri gerekliliğini hatırlatırım. Bu tabirler ihtilaller sonrası bizleri aldatmak için kullanılmıştır. Mahkemelerimizde hak edilmemiş bir “Türk Milleti Adına” klişesi kullanılmaktadır. Kim vermiş bu yetkiyi veya veren milletse: dağıtılan Adaletten memnunmudur??.
Biz süratle, Yasama ve Yürütme erglerine, yani kendi özümüze dönmeliyiz. Oryantalizmin uzantıları oksidentallerin Profesörlerin, Generallerin, Yargıç ve Diplomatların ( bu sıfatlar, Batılılarındır ve onlara hizmet ederler) Oligarşik bürokrasiden sıyrılmalı, kurtulmalıyız. 657 yok sayılmalı, Devlet memuru yerine, milletin hizmetkarı kavramı getirmelidir. Vergisiz çıplak maaş ödenerek, vergi mükellefi olmadığı dercedilmelidir. 1947 den beri yapılan sokuntular, halka rağmen tepeden inmeceler Demokrasi alanımızdan kovulmalıdır.
Hala İMAMI BULUNMAMIŞ YÖK, derhal kapatılarak fikir dünyamız pranga demirlerinden kurtarılmalıdır. Ekonomik olmayan asalak arpalıklar tavsiye edilmeli, vergilerimiz doğru işlerde ihtiyaç gidermelidir.
Hukuk meslek değil, davranışlar manzumesi Nesnel bir alandır. Türk milletin mahkemelerinde kendisini savunma hakkı yoktur, avukatlık hak aramada aracı kurum, komisyonerlik kavramına dönüştürülmüştür. İnsanımız avukatsız da olsa, hakkını savunabilmelidir.
Bunların eline her kalemi verdiğimizde kendilerine kaleler inşa etmişlerdir. Son herzeleri YÖK’de 180 kredilik hukuk eğitimini, 240 kredilik mühendislik fakültelerinin, eğitim fakültelerinin üzerine çekme girişimleri itirazlarımızla hukuktan döndürülmüştür.
Her kurum ihtilal kazanımlarını geri iade etsin. Normalleşme böyle başlayacaktır. Yöneten demokrasi böyle gelecektir. Ayrıştırmadan bütünleştirmek siyaset sahnesindekilerin vazifesidir.
Devleti yaşatmak için, milleti yaşatacak Hükümettir. Hükümet gençtir, yorulmaz. Hükümet sağduyuludur, gafil olmaz. Hükümet hep yenidir, eskimez. Hükümet hata yapmaz. Yapanın haddini bildirir. Hükümet adildir, yedeği dahi olmaz, olamaz…
Milletin fikri ve fiziki yaşam alanlarını daraltanlarla hesabımız var.
Yalçın KOÇAK
18. Dönem Sakarya Millet Vekili
AB eğitimini düzenleyen, bizim de kanunlaştırdığımız Lizbon sözleşmesine göre, hukuk eğitimi 3 yıllık bir eğitimdir ve 180 kredi ile belirlenir. Türkiye’de ise; işlerini kutsatarak, yaldızlı laflarla siyaset eden kara cübbeli, kara gözlüklü bir taifedir bizim hukukçularımız, ihtilallerin ve muhtıraların öncesinde cübbelerini giyip yürüyen bunlardır, her darbede nemalananlar da mevzi kazanıp, dahası var mı? diyenler de bunlardır.
Bizim eski Anayasacılığımızda Meclis hükümeti, Meclis ordusu vardı. 1960 ihtilalcileri ordu kavramını bilinçli olarak yok ettiler ( ordu, milletin ta kendisiydi) ve Türk Silahlı Kuvvetleri diye kurumsal kimliği olmayan bir kavram geliştirdiler. Barolar Birliğinin, mühendisler odalarının önündeki Milliliğimizi ifade eden, Türk ve Türkiye kavramlarını hak etmeleri gerekliliğini hatırlatırım. Bu tabirler ihtilaller sonrası bizleri aldatmak için kullanılmıştır. Mahkemelerimizde hak edilmemiş bir “Türk Milleti Adına” klişesi kullanılmaktadır. Kim vermiş bu yetkiyi veya veren milletse: dağıtılan Adaletten memnunmudur??.
Biz süratle, Yasama ve Yürütme erglerine, yani kendi özümüze dönmeliyiz. Oryantalizmin uzantıları oksidentallerin Profesörlerin, Generallerin, Yargıç ve Diplomatların ( bu sıfatlar, Batılılarındır ve onlara hizmet ederler) Oligarşik bürokrasiden sıyrılmalı, kurtulmalıyız. 657 yok sayılmalı, Devlet memuru yerine, milletin hizmetkarı kavramı getirmelidir. Vergisiz çıplak maaş ödenerek, vergi mükellefi olmadığı dercedilmelidir. 1947 den beri yapılan sokuntular, halka rağmen tepeden inmeceler Demokrasi alanımızdan kovulmalıdır.
Hala İMAMI BULUNMAMIŞ YÖK, derhal kapatılarak fikir dünyamız pranga demirlerinden kurtarılmalıdır. Ekonomik olmayan asalak arpalıklar tavsiye edilmeli, vergilerimiz doğru işlerde ihtiyaç gidermelidir.
Hukuk meslek değil, davranışlar manzumesi Nesnel bir alandır. Türk milletin mahkemelerinde kendisini savunma hakkı yoktur, avukatlık hak aramada aracı kurum, komisyonerlik kavramına dönüştürülmüştür. İnsanımız avukatsız da olsa, hakkını savunabilmelidir.
Bunların eline her kalemi verdiğimizde kendilerine kaleler inşa etmişlerdir. Son herzeleri YÖK’de 180 kredilik hukuk eğitimini, 240 kredilik mühendislik fakültelerinin, eğitim fakültelerinin üzerine çekme girişimleri itirazlarımızla hukuktan döndürülmüştür.
Her kurum ihtilal kazanımlarını geri iade etsin. Normalleşme böyle başlayacaktır. Yöneten demokrasi böyle gelecektir. Ayrıştırmadan bütünleştirmek siyaset sahnesindekilerin vazifesidir.
Devleti yaşatmak için, milleti yaşatacak Hükümettir. Hükümet gençtir, yorulmaz. Hükümet sağduyuludur, gafil olmaz. Hükümet hep yenidir, eskimez. Hükümet hata yapmaz. Yapanın haddini bildirir. Hükümet adildir, yedeği dahi olmaz, olamaz…
Milletin fikri ve fiziki yaşam alanlarını daraltanlarla hesabımız var.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder