26 Aralık 2017 Salı

"MÜLKİYE'DE VE ADLİYE'DE KADROLAŞIN!" Dr. Necip HABLEMİTOĞLU (“Türkiye Cumhuriyeti’ne İhanet Belgesi”nden derleme ve alıntılar.)

"MÜLKİYE'DE VE ADLİYE'DE KADROLAŞIN!
Prof. Dr. Necip HABLEMİTOĞLU 
“Türkiye Cumhuriyeti’ne İhanet Belgesi”nden derleme ve alıntılar.
Büyük Atatürk, 9 Ekim 1925'de, sanki bugünü görerek Cumhuriyet Savcılarına şöyle sesleniyordu:
"Her uygar ve çağdaş devlette olduğu gibi, Türkiye Cumhuriyeti Adliyesi'nde de, Cumhuriyet Savcılarını yüksek ve son derece önemli bir görev ve makamın temsilcileri olmak üzere tanırım.
Devrim savcılarının, kendilerine verilen bu büyük görevin önemine uygun olarak gayretli ve çalışkan olmaları konusunu, adliyemizin başarı ve üstünlüğünün en önemli etkenlerinden sayarım.
Laik Türk Devrimi, çağımızın uluslara yaşama ve yükselme yeteneği veren en son ve en uygar ilkelerin bir ifadesi ve Türk Ulusu'nun büyük fedakarlıklarıyla sürdürülen ve kazanılan büyük mücadelenin eseridir.
Devrimlerin gerçekleşmesi, kararları ve kanunlarıyla, ulusal irade ve ulusal egemenliğin bir görünümü; bütünü itibarıyla da Türk Ulusu'nun bütün haklarıdır.
Devrimlerin her biri, ulusun emeği ve hakkı ile gerçekleşmiştir.
Cumhuriyet Savcılarımızın, 
DEVRİM GEREKLERİ ETRAFINDA, EN KISKANÇ VE UZAKLARI GÖREN HASSAS NÖBETÇİLER OLMALARINI, ASIL GÖREVLERİNDEN SAYARIM....
YÜKSEK AMACA YÖNELİK HERHANGİ BİR SUİKAST FAİLİNİN DURMAKSIZIN KOVUŞTURULMASI VE KOVUŞTURMANIN, ULUSUN BÜTÜN HAKLARI TATMİN VE TAZMİN EDİLİNCEYE KADAR, HAKİM ÖNÜNDE DE KAYGI VE ISRARLA SÜRDÜRÜLMESİNİ VE SONUÇLANDIRILMASINI İSTERİM....
YAKIN TARİHİMİZDE VE ESKİ ZAMANLARDA, DİNLERİN; ZORBA HÜKÜMDARLARIN, RAHİPLER VE ÇIKAR SAĞLAYANLARIN ELİNDE BİR BASKI ARACI OLMASI GİBİ, ÇAĞIMIZDA KESİNLİKLE İZİN VERİLEMEZ VE HOŞ GÖRÜLEMEZ.
DEVRİME KARŞI KOYAN MUHALEFETİN ÖZGÜRLÜKTEN VE YASADAN YARARLANMAYA HAKKI YOKTUR.
BİREYİN DEĞİL, BİREYLERİN TAMAMINI İFADE EDEN TOPLUMUN VE DEVLETİN YARARI, HER DÜŞÜNCE VE KAYGIDAN ÖNCE GELMELİDİR.
SINIRSIZ BİREYSEL ÖZGÜRLÜK VE KİŞİSEL ÇIKAR PEŞİNDE OLANLAR, KENDİ EMELLERİNİ, ÇIKARLARINI ULUSUN YÜKSEK ÇIKARLARI VE ÖZGÜRLÜĞÜNDEN ÜSTÜN TUTANLARDIR.
SINIRSIZ KİŞİSEL ÖZGÜRLÜKLER, KİŞİSEL ÇIKARLAR, UYGAR VE DÜZENLİ TOPLUMLARI, DEVLETLERİ YIKARAK ANARŞİYİ VE ÇOĞUNLUKLA DA ZORBALIĞI YARATIR..."
İnsanın aklına ister istemez gelir, Atatürk'ün Cumhuriyet Savcısı olma özelliğine, cesaretine, iradesine, kararlılığına, aydınlığına sahip kaç hukukçu var, ülkemizde?!
İşte bunun için Fethullah Gülen, müritlerine hedef gösteriyor:
"Mülkiyede ve Adliyede kadrolaşın!"
Cumhuriyet Savcıları'nın büyüteç altına alınması; sadece müritlerin değil, görevini yapmayarak sessiz kalanların, Cumhuriyete ihanete sırtını dönenlerin de ayıklanmasını gerekli ve öncelikli kılmaktadır.
Laik hukuk devletinin tüm kurumlarıyla işlemesi, "Temiz Türkiye" idealinin gerçekleşmesi, Atatürk'ün yukarıdaki direktifleri, böyle bir ayıklamayı kaçınılmaz hale getirmiştir.
Tabii bu yasal ölçülerdeki ayıklamanın önce fethullahçılara kol-kanat geren, af tartışmalarını durup dururken gündeme getiren ve AB girişimleri, tahkim dahil, daha pekçok olumsuz işlemin sorumlusu Hükümet'in Baş'ı ve Adalet Bakanı'ndan başlaması şarttır.
Almanya'da Federal Anayasayı Koruma Teşkilatı'nın en sadık işbirlikçilerinden biri ve de malumNecmeddin Erbakan'ın yeğeni olan Mehmet Sabri Erbakan, Başkanı olduğu İslam Toplumu Milli Görüş Teşkilatı'nda yaptığı şu konuşma ile "hit" olmuştur:
"Yetmişbeş yıldır bize zorla Türk kimliğini dayattılar.
Biz bunu reddediyoruz.
Üç milyarlık müslüman dünyasının kimliğini istiyoruz".
İhanet ve uşaklık, daha veciz (!) biçimde nasıl ifade edilebilir ki?!
Erbakan'a çok yönlü destek sağlayan BfV ve BND'nin yan kuruluşu olan Doğu Enstitüsü'nün araştırmacılarından Gunther Seufort, hiç olmazsa Alman olmanın rahatlığı ve dokunulmazlığı içinde işbirliği ve de birlikteliği ortaya koyan şu yorumu yapmıştır:
"Bir Türk ulusu yoktur.
Varolan, tepeden inmeci (jakoben) merkezi devlet terörü ile bir arada tutulmaya çalışılan değişik kültürel gruplardır:
Kürtler, Lazlar, Çerkezler, Aleviler, Hristiyanlar...
Adına Türk ulusu denilen uyduruk konsept, bizzat Mustafa Kemal tarafından Türk kökenli sünni müslümanların ulusu olarak tasarlanmıştır".
--
"Biz Türk’üz, tam manasıyla Türk’üz!
İşte o kadar!
Asya için ve Avrupa için bizim konumumuz aynıdır.
Dostlara sahip bulunmak, tam bağımsızlığımızı korumak, her şeyi Türk cephesinden değerlendirmek!
Bu gerçekçi görüştür.
Osmanlı İmparatorluğu’nu mahveden ideolojiye tepkidir."
Gazi Mustafa Kemal, 1921
--
Demem o ki:
Milyon'da 1'iz!
Atatürk Türkiyesi'ne gönül vermiş milyonlar'dan 1'isiyiz!
--
"Atatürk gibi dehalar ancak görünüşte ölürler.
Öyle insanlar bir nesil için doğmadıkları gibi muayyen bir devir için de doğmazlar."
Fransız Basını
--
EY KUL!
KAPILARDAN GEÇERKEN;
TÜRKLÜĞÜNÜ UNUTMA,
NE MUTLU TÜRK'ÜM DEMEK İÇİN..
CUMHURİYET'E SAHİP OL,
DEVLETİNİ SEVMEK İÇİN..
HAYATI DOĞRULUKLA KUR,
DOĞRUYU ÖĞRENMEK İÇİN..
İTİMADI KAYBETME,
İTİBARI KAZANMAK İÇİN..
KENDİNİ İYİ TANI,
CÜMLE ALEME TANITMAK İÇİN..
İNSANI SEVDİĞİNİ SÖYLE,
SEVGİYE ALIŞMAK İÇİN..
TOPLULUĞA KENDİNİ ADA,
SENİNLE OLAN İNSANLAR İÇİN..
İŞİNİ, AŞINI, BİLGİNİ PAYLAŞ,
PAYLAŞANLA OLMAK İÇİN...
Nusret DEMİRAL

--
"Muhterem Milletim'e şunu tavsiye ederim ki; sinesinde yetiştirerek başına taç ettiği adamların kanındaki ve vicdanındaki cevheri asliyi çok iyi tahlil etmek dikkatinden, bir an feragat etmesinler...''Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK
--
''Bizler;
Gözünde Vatanını,
Gönlünde ATATÜRK ilke ve İnkılaplarını tutabilen,
Vicdanında dinini saklayabilen,
Milliyetçilik ve laiklik düşüncesi içinde görev yapanlardanız.''
Nusret DEMİRAL, DGM (Onursal) Cumhuriyet BaşSavcısı
--
"Cumhuriyet’in temelinin laik bir dünya görüşüne dayalı olduğu hiçbir zaman unutulmamalı ve bu gerçek gözden kaçmamalıdır.
Zira Türk halkı teokratik yönetimden çok acı çekmiştir.
Geri kalışının nedenleri arasında bunun önemli bir yeri vardır."
Başkomutan Mareşal Mustafa Kemal ATATÜRK, 1930/Kırklareli
--
Demokratik düşünce ve kanaatlerimin engellenmesi ve/veya şiddet/baskı altına alınması, bu nedenle, "hakkımda olası her türlü antidemokratik yasal girişimi" TC Anayasası, AİHM ve İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi kapsamında, her türlü yasal haklarım saklı kalmak üzere, peşinen reddederim.
(*) Gönderen: Cesuryorum <cesuryorum@gmail.com>
(**) Merhum Dr. Necip Hablemitoğlu'nun "Türkiye Cumhuriyeti'ne "İhanet Belgesi"nden rastgele seçilmiş alıntılar..." adlı "ANDIÇ" raporundan alıntı'dır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder