MEVZUAT YENIDEN ELE ALINMALI BASBAKAN YARDIMCISI AKDOGAN,
"GAZETECILERIN VE BASIN CALISANLARININ CALISMA HAYATLARINA ILISKIN YASAL
MEVZUATIN YENIDEN ELE ALINMASI GEREKIYOR" DEDI.
Başbakan Yardımcısı Akdoğan, "Gazetecilerin ve basın
çalışanlarının çalışma hayatlarına ilişkin yasal mevzuatın yeniden ele alınması
gerekiyor" dedi.
ANKARA - Başbakan Yardımcısı Yalçın
Akdoğan, "Bugün gazetecilik tanımından, mali ve özlük haklara kadar
birçok konuda gazetecilerin ve basın çalışanlarının çalışma
hayatlarına ilişkin yasal mevzuatın yeniden ele alınması gerekiyor"
dedi.
Akdoğan, Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYEGM)
tarafından, Bera Otel'de
düzenlenen "Basın İş Kanunu Çalıştayı"nda yaptığı konuşmada, kısa bir
süre önce Başbakanlıkta medya sektörünün temsilcileriyle bir araya gelerek
hem tanıştıklarını hem de sektörün temel meselelerini ele aldıklarını,
bugünkü çalıştayın da o toplantının bir sonucu olduğunu kaydetti.
Çalıştaya çalışanlardan, çalıştıranlardan, kamudan,
sivil toplum kuruluşlarından, üniversitelerden, bürokrasiden temsilcilerin
katıldığını ifade eden Akdoğan, üç halkadan oluşan çalıştay zincirinin ilkinin
Ankara'da yapıldığını, gelecek aylarda Erzurum ve İstanbul'da da çalıştaylar
gerçekleştirileceğini söyledi.
Çalıştayların, meselenin tüm boyutlarıyla ele alınması ve
tüm tarafların düşüncelerini, beklentilerini, kaygılarını gündeme getirmeleri
için önemli bir fırsat olduğunu dile getiren Akdoğan, bu çerçevede söyleyecek
sözü olan kim varsa, herkesi dinlemenin kendileri için önemli bir görev
olduğunu ifade etti.
Bugünkü toplantının, teknik düzeyde olduğunu belirten
Akdoğan, "Özellikle ben katılmayayım, çok rahat herkes konuşsun,
tartışsın diye düşünüyordum. Ama bu, basın emekçilerinin meselesi olmasına
rağmen basın, bakan düzeyinde katılım olmadan ilgi göstermez diye,
basının meselelerini, basının ilgisine sunabilmek için önce biz bir katılalım
konuşalım, basın emekçilerini belki patronları göndermez, bakan geldi diye
gelip kayıt yapsınlar istedik" dedi.
Bilgi ve İletişim sektöründe baş döndürücü gelişmelerin
yaşandığı bir dönemde olunduğunu dile getiren Akdoğan, medya sektörünün tüm
alanlarıyla hızlı bir değişimden geçtiğini, klasik medya araçlarının yanına
yenilerinin eklendiğini, hızlı teknolojik dönüşümün, sektörün kabuk
değiştirmesine sebep olduğunu söyledi.
Yeni medya ortamında, iletişim, yayıncılık ve bilişim
hizmetlerini sağlayan sektörlerin sınırlarının iç içe geçtiğine dikkati çeken
Akdoğan, "Dün gazeteciliğin en temel araçları daktilo, fotoğraf
makinesi, matbaa ve Kağıt iken,
bugün saymakla bitiremeyeceğimiz yeni yeni araçlarla karşı karşıyayız"
diye konuştu.
-"Gazetecilik
zor bir meslek"
Daha önce muhabir, fotomuhabiri, musahhih, mizanpajcı,
matbaa ustası, yayın yönetmeni gibi birtakım unvanların
bulunduğunu anımsatan Akdoğan, şimdi elektronik, bilgisayar
mühendislerinin de doğrudan sektörün bir parçası haline geldiğini, iş
kollarının ve unvanlarının çeşitlendiğini dile getirdi.
Gazeteciliğin, teknoloji yoğunluklu bir mesleğe
dönüşmesi sebebiyle, istihdam alanında daralmalar yaşandığını belirten
Akdoğan, "Bizim yapacağımız bu değişime direnmek değil, elbette bu
değişimi kavramak ve en yararlı şekilde mesleğimize, yaşamlarımıza
aktarmaktır" diye konuştu.
Akdoğan, sözlerini
şöyle sürdürdü:
"Yeni medya ortamında hızlı bir değişim yaşanırken
ve bu değişimden hayatlarımız, mesleğimiz olumlu ya da olumsuz bir şekilde
etkilenirken kenarda durup izleyemeyiz. Gazetecilik doğası gereği
zaten zor bir meslek. Gazeteci hem bedenen işçilik yapar, hem de yoğun bir
zihinsel faaliyet yürütür. Karda, kışta, sıcakta, tehlike altında, kan ter
içinde haberin peşinde koşar. Bir taraftan zihinsel, bir taraftan bedensel bir
faaliyet yürütür. Bu yüzden hem fikir, hem de beden
işçisidir. İşvereninden en alt kademede çalışan arkadaşımıza kadar, bu sektörde
çalışan arkadaşlarımızın büyük zorluk ve fedakarlıkla işlerini yaptığını
biliyorum."
-"Hükümet olarak sorumluluğumuzun
farkındayız"
"Başta ekonomik olmak üzere birçok sorunla mücadele
eden gazetecinin işini hakkıyla yapabilmesi nasıl sağlayabiliriz? Bunu nasıl
geliştirebiliriz?" diye soran Akdoğan, bunun, çok boyutlu
iyileştirmeler gerektiren bir konu olduğunu söyledi.
Yalçın Akdoğan, şöyle devam etti:
"Kaderi patronunun sadece iki dudağı arasında olan ve
her an işten çıkarılma korkusu yaşayan bir gazeteci, bu işin hakkını layıkıyla
verebilir mi? Kıdem ve tecrübe gibi bu mesleğin yaslandığı en önemli
iki özelliğin, ucuz iş gücüne kurban edildiği bir ortamda gazeteci yarına
güvenle bakabilir mi? Bazı meslekler doğası gereği esnek bir
mesai gerektirir. Ancak gece geç saatlere kadar mesaide kalan, haftada
ancak bir Gün izin
yapabilen veya yapamayan, bayramda, tatilde çalışmak zorunda kalan bir
gazeteciyi normal bir
çalışan olarak görebilir miyiz? İşten çıkarıldıktan sonra bile hakkı olan
tazminatı ancak aylarca süren mahkemeler sonucunda alabilen bir gazetecinin iş
güvencesinden söz edebilir mi? Üzülerek belirtmek istiyorum ki, her gün
gazeteci arkadaşlarımız yalnızca birkaçını sıralayabildiğim bu sorunlarla
yüzleşerek iş yapmaya çalışıyor. Bu durumu düzeltmek için
hiç şüphesiz herkese büyük sorumluluklar düşüyor. Biz, hükümet olarak
sorumluluğumuz farkındayız."
Bugüne kadar medya sektörünü daha Sağlıklı bir yapıya
kavuşturmak için çeşitli adımlar attıklarını belirten Akdoğan, bugün
ise hem çalışanı, hem de işvereni yakından ilgilendiren önemli bir
çalışmanın ilk adımlarını attıklarını söyledi.
-"Çalıştayda tüm boyutlarıyla ele
alınacak"
Türkiye'de uygulanmakta olan iş mevzuatının, gazeteciye özel bir
önem verdiğini, gazeteci ile işvereni
arasındaki hukuki ilişkinin, İş Kanunu dışında, "5953 Sayılı Basın
Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi
Hakkında Kanun"la da düzenlendiğini hatırlatan Akdoğan, "1953
yılından beri yürürlükte olan bu kanun birçok defa tadil
edilmiş olmasına rağmen bugün geldiğimiz noktada
ihtiyaçları karşılamadığı yönünde çok yoğun bir tartışma var. Bugün
gazetecilik tanımından, mali ve özlük haklara kadar birçok konuda gazetecilerin
ve basın çalışanlarının çalışma hayatlarına ilişkin yasal mevzuatın
yeniden ele alınması gerekiyor" dedi.
Medya sektörü ile ilgili hangi çalışmanın
yapılması gerekiyorsa, bunu sektörün emekçileriyle, temsilcileriyle yapmak
istediklerini vurgulayan Akdoğan, böylece sektörün sorunlarına çözüm bulmaya
çalışacaklarını ifade etti.
Akdoğan, gazeteciliğin tanımı, Mali ve Özlük Haklar, Medya
Veritabanı, İnternet Gazeteciliği ve Yeni Medya, Basın İş Sözleşmesi,
Kıdem Tazminatı, İş Kanunu ve Basın İş Kanunun karşılaştırılması,
bildirimlerin tek bir kurumda toplanması, abonelik sistemi, gazetecilerin basın
sektörü dışında başka işlerde çalışması, Basın Kartları, iş güvenliği,
sendikalaşmanın önündeki engeller gibi başlıkların çalıştayda tüm
boyutlarıyla ele alınacağını söyledi.
Bu çalışma ile sadece çalışanların karşı karşıya kaldığı
sorunlara çözüm aramayacaklarını, işverenlerin de yasadan kaynaklanan
sorunlarının olduğunu düşünerek, bunları da ortaya çıkarmayı hedeflediklerini
anlatan Akdoğan, işverenlerin bir kısım mali yükümlülükler sebebiyle,
basın emekçilerini farklı bir kategoride çalıştırmak istemelerinin büyük
mağduriyetler yaşanmasına sebep olduğunu kaydetti.
-"Önceliğimiz güçlü bir sektörün
varlığı"
"Değil basın kanunu, birçok çalışan kayıt dışı
çalıştırılabiliyor. Yani basın kanunu kapsamına almadan çalıştırmanın
ötesinde, sigortasız, kayıt dışı çalıştırılan basın emekçileri var" diyen
Akdoğan, düşük maaşla çalıştırılan basın emekçilerinin, maaşlarını bile
almakta zorlandığını belirtti.
Basın kanununun getirdiği imkanları yük olarak gören bu
anlayışın ürettiği sorunları iyi bildiklerini ifade eden Akdoğan, bu konunun
tüm boyutlarıyla ele alınması gerektiğine inandıklarını söyledi.
Sermaye düşmanlığı yapmanın doğru bir yol
olmadığını dile getiren Akdoğan, şunları kaydetti:
"Bizim bu çalışmaları yapmadaki amacımız,
çalışanlar üzerinden işverene örtülü mesaj göndermek değil, bizzat
çalışanı ve işvereni ile daha sağlıklı bir medya düzenini nasıl
oluşturabiliriz, bunu tüm boyutlarıyla ele almak. Her açıdan güçlü ve
sağlıklı şirketlerin varlığı sektörün de sağlıklı işlemesinin
garantisi olacaktır. Hükümet olarak nasıl ki, diğer iş kollarında
güçlü bir özel sektör varlığı için mücadele ediyor, bu konuda
düzenlemelere gidiyorsak medya sektöründe de önceliğimiz güçlü bir özel
sektörünün varlığıdır."
-"Uluslararası medyanın yatırım
yapmasını önemsiyoruz"
Yerli sermayenin yanı sıra uluslararası sermayenin
de sektöre yatırım yapmasını önemsediklerini, bu konuda, RTÜK
Yasası'nda değişikliğe gittiklerini ve yabancı sermaye payını
artırdıklarını hatırlatan Akdoğan, şunları kaydetti:
"İnsan eziliyorsa, insan faktörü devre dışı kalıyorsa
ondan sonra sermaye ve diğer şeyler bunlar birbirini tamamlayan faktörler, ama
önce insan demek durumundayız ve emekçilerin şartlarını öncelikle
değerlendirmek durumundayız. Bu sadece bir iş, kazanç, Ekmek meselesi
değil, gazeteci dediğimiz insan topluluğu fikirsel, zihinsel bir iş yapıyor. Bu
yüzden onun başka ekonomik problemlerle çok fazla boğuşmaması gerekiyor."
"Dünyada ne tür gelişmeler oluyor, diğer ülkeler bu
sorunlarla nasıl başa çıkıyorlar, ne tür düzenlemeler yapıyorlar? Bu konuda
akademik olarak bu süreçleri takip ediyoruz" diyen Akdoğan, "İnşallah
bu sürecin sonucunda işvereni ve çalışanı ile tüm medya sektörünün sorunlarını
çözecek, sağlıklı bir yasayı çıkarmaya muvaffak oluruz. Bu konuda söyleyecek
sözü olan kim varsa dinlemeye hazırız" diye konuştu.
Akdoğan, çalıştaylar sonrasında ortaya çıkan taslağı ele
alacaklarını ve TBMM'nin gündemine taşıyacaklarını belirterek, katılımcılara
teşekkür etti. (A.A, Ankara_Ulusal Haber)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder