5 Haziran 2018 Salı

AKP SÖZCÜSÜ "SAYIN MAHİR ÜNAL"A AÇIK MEKTUP; Gazeteci, Araştırmacı - Yazar: Mehmet Arif DEMİRER

SAYIN (AKP SÖZCÜSÜ) MAHİR ÜNAL’A AÇIK MEKTUP 

Sizi ne zaman televizyonda görsem, AKP felsefesini, düşünce yapısını, daha iyi anlıyor ve dikkatle izliyorum.

Demokrat Partili bir araştırmacı-yazar olarak görüşlerinize katılmamakla birlikte, ‘öğrenmenin yaşı yoktur’ örneği, konuşmalarınızdan yararlanıyorum.

28 Mayıs 2018 tarihli ANAYURT köşe yazımın bağlantısını (linkini) aşağıda dikkatinize sunuyorum: http://www.anayurtgazetesi.com/yazar/baslik/31976

Umarım benim, konuşmalarınızı dikkate dinlediğim gibi, siz de bu yazıdaki feryadı duyarsınız ve dikkate alırsınız.

Konuşmalarınızda sık sık tekrarladığınız “Türkiye bir hukuk devletidir” mealindeki tespitiniz ile bağdaştıramadığım bir hususa (21 – 23 yaşlarında 470 Hava Harp Okulu öğrencisine toptancı bir yaklaşımla verilen müebbet hapis cezasına) değinmek istiyorum.

Tarihte ne zaman veya dünyada, gerçekten hukuk devleti olan, hangi ülkede öğrencilere böyle toptancı bir yaklaşım ile ceza verildiği görülmüştür?

Başka anlatımla “Türkiye bir hukuk devletidir” tespiti ile gencecik 470 kişiye verilen ömür boyu hapis cezası, sizce bağdaşmakta mıdır?

Bu gençler, 13 Temmuz günü katıldıkları Yalova kampında komutanlarının emri doğrultusunda, nereye gittiklerini dahi bilmeksizin otobüslere bindikleri ve en az 123’ü otobüsten dahi inmeden, hiçbir olaya karışmadan, Sultanbeyli’de vatandaşlarla kucaklaşarak İstiklal Marşını söyledikleri için mi cezalandırıldılar?

Yoksa komutanlarından otobüse binmek için yazılı emir sormadıkları (yargılamaya kamu adına ‘müdahil’olan kişilerin beyanları) için mi?

Sizin öğretmen kökenli büyük bir partinin sözcüsü olarak vicdanınız böyle bir cezalandırmayı kabul ediyor mu?

Son soru: çocuklarınızdan biri aynı durumda cezalandırılmış olsa idi, siz de 28 Mayıs yazımdaki babanın feryadını paylaşmaz mıydınız?

Görüşlerinizi lütfeder ve sorularımı yanıtlarsanız çok memnun olurum. Saygılarımla.

NOT: Çocuklarını 13 – 14 yaşında asker ocağına teslim eden bir ailenin, bu camiaya sızan terör örgütünün eylemleri nedeniyle yaşadığı ıstırabı ölçmek imkansızdır. Oğullarının bir ya da iki yıl sonra mezun olarak şerefli bir subay çıkacağını hayal ederken bugün içine düştükleri durumu şöyle özetlemek mümkün: “Biz ne yaptık ki böyle bir cezayı hakkettik?”

DEVLET BAHÇELİ’NİN “KADER MAĞDURLARI” İÇİN AF TALEBİ

MHP Genel Başkanı’nın seçim ve bayram arifesinde böyle bir talebi ısrarla tekrarlaması Hukuk Devleti Türkiye’nin ironik bir sorunudur:

“Cezaevleri ağzına kadar dolu. Seçimler sonunda Türkiye’de yeni bir dönem başlayacak. Dolayısı ile kader mahkumları tahliye edilsin, yeni mahkumlara yer açılsın.”

Tahliyesi istenen mahkumlar yargılanmışlar ve suçlu bulunarak cezaevine gönderilmişlerdir. Bu kişilerin seçim nedeniyle salıverilmelerinin hukukla bağdaşan bir yanı olabilir mi?

Başbakan Yardımcılığı görevinde de bulunmuş bir parti genel başkanının bu talebi kabul edilebilir mi?

Sayın Mahir Ünal’dan bu konuda da bir açıklama bekliyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder